Osmaniye yöresine özgü düğünlerdeki şaba geleneği nasıldır? Şabalanmak merasimi nasıl olur? Şaba ne demektir? Şabalanırken davulcu ile davetli arasında nasıl bir ilişki vardır?
Özellikle Osmaniye ve çevresinde uygulanan yöresel bir tarzdır şaba olayı...
Şaba; Düğünlerde oğlan evi davetlilerinin düğün sahibine yapacağı parasal yardım merasimidir. Bu merasimin yapılış şekline de ŞABALANMAK denir.
Musa Karbeyaz çok güzel anlatmış bu geleneği...
Abdal Ağası ve görevleri
Osmaniye’de düğünler en az üç davul zurnayla yapılır. Genellikle Cuma günü öğleden sonra başlar ve Pazar öğlene kadar devam eder.
Davullardan bir tanesi düğüne gelenleri karşılar ve düğünden ayrılanları uğurlar.
İkincisi düğündekileri eğlendirir.
Üçüncüsü ise şaba merasimini yapar, merasim olmadığı zamanlarda da eğlenceye katılır.
Yörede davul-zurna çalma işini “Abdallar” yapar. Düğünde Abdalların organizasyonu düğün sahibinin akraba ya da arkadaşlarından gözü açık biri kişi yapar. Bu kişiye de ABDAL AĞASI denir.
Abdal ağası; düğünde düğün sahibinden sonra en yetkili ve sorumlu kişidir.
Düğünde; takdim edilen paranın toplanması muhafaza edilmesi misafirlerin her türlü isteklerinin karşılanması eğlencenin organizasyonu gençler arasında görev dağılımı gibi önemli görev ve sorumlulukları vardır.
Davetliyi karşılama merasimi
Karşılama davulu evin bahçe kapısında bekler. Eskiden; misafir eğer düğüne ilk defa geliyorsa silah atar bu silah sesini duyan abdal ağası da ona karşılık verirdi.
Bu usul kanuni olmadığı için daha sonraları terkedilmiş ve misafir gözetlenerek görülmeye çalışılmıştır. Bir şekilde gelen davetliyle iletişim sağlanınca, abdallar karşılama havasını çalmaya başlar ve abdal ağası ile düğün sahibi veya onun yakıları eşliğinde misafiri karşılayarak; şabanın yapılacağı yere kadar götürüp oraya oturmasını sağlarlar. Gelen davetlinin önem derecesine göre yanına düğün sahibi veya yakınlarından bir yada birkaç kişi oturarak misafirle sohbet etmeye başlarlar.
Misafire kolonya ve sigara ikram edilir. Bu arada karşılama davulu görevi şaba davuluna devreder. Eğer ortam müsaitse ve misafir önemli bir şahsiyet ise karşılama davulu da şaba davuluna eşlik eder. Değilse kendi görev alanına dönerek gelenleri karşılamaya ve gidenleri uğurlamaya devam eder.
Misafir için kahve gelir. Misafir kahvesini yudumlarken şaba davulu da yöreye has davul-zurna havalarını çalarak misafirin kahve içmesine eşlik eder. Eğer kahve tepsisinde para varsa kahveci bahşiş istiyor demektir. Misafir kahvesini içtikten sonra tepsiye bir miktar para bırakır. Bu para kahvecinin olur.
Misafir kahvesini içip de kahveci masadan tepsiyi kaldırınca misafirin yanında oturanlar da masadan kalkarlar. Bu misafire saygıdır. Davetlinin hediye edeceği para az yada çok olabilir. Şabalanırken atacağı para miktarına, düğün sahiplerinden etkilenmeden ve utanıp sıkılmadan karar vermesi için misafir yalnız bırakılır.
Şabalamanın başlaması
Masa boşaldıktan sonra şabalama başlar. Şabada ipler misafirin güç ise davulcunun elindedir. Misafir davulcuya ve abdal ağasına dilediğini yaptırır. Davulcuya dilediği havayı çaldırır. Abdal ağasını oynatır.
Bu arada da Abdallara ufak, ufak bahşişler atar. Bu bahşişler davul ve zurnacının misafire göstereceği itibarın göstergesidir. Bahşiş devam ettikçe Abdallardaki coşku da artar ve ortaya enteresan bir ilişki çıkar. Bahşişler yere atılacağı gibi davula yada zurnaya da takılır.
Misafir işi uzattıkça davulcu arada bir onu şabayı vermeye davet eder. Yakasından tutar silkeler, “ver artık şu parayı” der gibi nağmeler de bulunur. Ama misafiri paralı görürse de şabalamanın uzaması için ayrı bir çaba gösterir. Çünkü geçen her dakika gelecek yeni bahşiş demektir.
Akıllı davulcu misafiri kaz gibi yolar. Misafir artık bu işin sona ermesini isteyince, düğün sahibine hediyesi olan parayı ortaya atar veya masaya bırakır.
Davulcu; aynı zamanda bu paranın miktarının yeterli olup olmadığına karar verecek kişidir. Eğer masaya bırakılan veya ortaya atılan bu parayı misafirin durumu ile bağdaştıramaz ise onu parayı artırmaya zorlayıcı oyunlar yapar. Parayı almaz. Küser. Naz eder ve misafirin parayı artırması için elinden gelen her şeyi yapar.
İşin bu bölümü davulcunun kalitesini gösterir. İyi bir davulcu davetlinin aklındaki rakamı değiştirebilir. Tabi bunu hünerleriyle yapar. Davulcu asla misafire saygısızlık yapamaz. Tecrübeli bir davetlide bu şekilde davulcuyla oynar. Davetli, davulcudan her türlü şeyi talep edebilir ve deyim yerindeyse süründürebilir.
Sonunda; miktar artsın yada artmasın davulcu parayı eline alır ve havaya kaldırarak herkesin göreceği bir şekilde meydanda gezdirdikten sonra götürüp abdal ağasına teslim eder. Abdallar kısa bir taksimden sonra davul-zurna çalmayı sonlandırırlar, misafire teşekkür edip, sırada bekleyen diğer kişileri şabalamaya geçerler.