Aşk hayatımızın her evresinde her ortamında ve her zaman bizimledir. Tabii ki duyguları ön plana çıkarıp yaşatıyorsak! Peki platonik aşk nedir?

Aşkların belki de en güzeli, tadına doyulmayan ve sonu olmayan bir duygu okyanusu...

Çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik derken hayat bir bakmışız “SON”a gelmiş... Tabii ki bu süreçte duygular çok şeyi belirlemiş... Fiziğimizi de biyolojimizi de her şeyimize etki etmiş.

Üç harfli sınırsız güzel his

Peki ya aşklar!
Her şeyde olması gereken üç harf ama içi yazmakla doldurulamayacak sınırsız güzel (acılı) his: AŞK.

Karşılıklı aşk duyarız, ederiz ve yaşarız...

Aşkın tarifi görecelidir, herkesin özeli kendinedir ama değişmeyen ve genelin ortak paydada buluşacağı yaklaşık tanımı: AŞK ACI ÇEKMEKTİR. AŞK YANINDAYKEN BİLE ÖZLEMEKTİR.

Duygu şelalesi

Ya PLATONİK olanı!

“Belki de aşkların en güzeli ve bireyin iç dünyasında fırtınalar kopardığı, tsunamiler yarattığı ve bunu o özel kişinin bilmediği zirvedeki DUYGU ŞELALESİ” diye tanımlayabiliriz.

Seviyorsunuz; KARŞILIKSIZ!

Özlüyorsunuz; HABERSİZ!

Hayal kuruyorsunuz; SINIRSIZ!

“Gibi” diye devam ederken Platonik aşkın bizim bildiğimizden ve yaşadığımızdan çok daha farklı çok daha oturaklı çok daha bilimsel ve felsefi bir güç olduğunu ortaya çıkıyor. Nereden mi? Ünlü düşünür Platon’dan...

Platonik aşk nereden geliyor?

Platonik aşk dikkat edilirse onun adından “Platon”dan geliyor.

Ve Platon, platonik aşkı tarif ederken bizim bildiğimiz karşılıksız ve imkansız aşkı ifade etmiyor... Karşılığı olan üreten aşkı anlatıyor.

Platonik aşkta önce güzellikle başlayan aşık olma, sonra o güzelliğin Tanrı'dan geldiğine gitme ve herkesin güzel görünmesi var. Çünkü herkes Tanrı'dan gelir ve bu nedenle güzeldir. Son olarak kişi Tanrı'ya aşık olduğunu anlar. Yani bu kişinin aşkı artık seküler değil, tamamen tinseldir (maddi olmayan, ruhsal).