Türkiye’nin adını yeni duyduğu, Aziz Sancar kimdir? Aziz Sancar'ın kısaca hayatı ve Nobel Ödülü'ne giden başarı hikayesi nasıldır? Aziz Sancar'ın unutulmaz anıları nelerdir?

O evrensel anlamda bir KAHRAMAN... Zekasını, emeğini ve yıllardır üzerine koyduğu çalışmalarını insanlığa hizmet olarak sunmaya hazır ve adamış bir "Aziz" profil...

 

7 Ekim 2015 onun, bizim ve dünya adına önemli ve bilimsel bir gün... Ve aynı zamanda bizim Aziz Sancar'ı tanıdığımız "KİM?" diye hakkında araştırma yaptığımız gün... 
1946’da Mardin'de dünyaya geldi...
2'si üvey 10 kardeşler. Arap kökenli ama o dil, din ve ırk ayrımına kesinlikle karşı… Mardinli ve Türk olduğunu söyler detaylara inilip etnik kimlik sorgulamasına tepkili.

Annesinin okumaları yönündeki tavsiyesi onlar adına önemli oldu.
Ailede emekli general de, binbaşı da, esnaf da, makine mühendis de, araba tamircisi de var...
Köy Enstitüleri mezunu idealist öğretmenlerin ışığında eğitim hayatını sürdürdü.

Gençlik döneminde en büyük hobisi futboldu. Galatasaray'ın efsane kalecisi Turgay Şeren hayranıydı. Lise yıllarında amatör takımlarda kalecilik yaptı...
Lisede hem tıp hem kimya sınavını kazandı. O kimyacı olmak istedi ama arkadaşları "Beraber hareket edelim" diyerek İstanbul TIP’a sürükledi.
Üniversitede ülkücüydü. TÜBİTAK desteğiyle bilim çalışmaları için ABD’ye gitti. Biyokimya çalışmaları yaptı. 1.5 yıl sonra uyum sorunu çekti ve Türkiye’ye döndü.
1973’te Savur'da doktorluk yaptı. Hastalarla aynı dili konuşmak adına Kürtçe öğrendi...

Yangın hortumuyla duş

Maaşından sadece ihtiyaçları kadarını aldı, gerisini annesine teslim edip yardıma muhtaç çocuklara verilmesini istedi...
İçindeki bilimsel çalışma aşkı onu tekrar ABD'ye çekti. Dallas Texas Üniversitesi'nde moleküler biyolojide çalışmalar yapmaya başladı. Yatacak yeri yoktu. Laboratuvarda kaldı... Yangın hortumları ile duş aldı. Yakalandı, hocasına durumu anlattı, burs ayarlandı ve arkadaşları ile yaşamaya başladı.
Dallas Texas Üniversitesi’nde doktora eğitimini tamamladıktan sonra, Yale Üniversitesi’ne kabul edildi ve DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. Daha sonra DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdürdü.
TIP alanında Nobel ödülü beklerken kimya dalında kazanan Aziz Sancar, 2015 Nobel Kimya Ödülünü, DNA onarımı çalışması nedeniyle ABD'li Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte kazandı... Ve bu alanda ilk Türk olarak tarihe adını yazdırdı.
Ki aynı Aziz Sancar kendisi gibi biyokimya profesörü ve öğretim üyesi olan Gwen Sancar ile evli. Amerika’ya geldiği ilk günlerden beri hayalini kurduğu Türkiye-Amerika ilişkilerini geliştirme projesini, Aziz&Gwen Sancar Vakfı’nı kurarak hayata geçirdi. Vakfın ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde ‘Carolina Türk Evi’ isimli bir öğrenci misafirhanesi var.

Aziz Sancar'ın ödülleri ve başarıları

ABD Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation) Genç Araştırmacı Ödülü (1984)
Amerikan Fotobiyoloji Derneği (American Society for Photobiology) Ödülü (1990)
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institutes of Health) Ödülü (1995)
TÜBİTAK Bilim Ödülü (1997)
ABD Fen ve Sosyal Bilimler Akademisi (American Academy of Arts and Sciences) Ödülü (2004)
ABD Ulusal Bilimler Akademisi üyesi (2005)
TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyesi (2006)
Vehbi Koç Ödülü (2007)
Nobel Kimya Ödülü (2015)

Aziz Sancar'ın anıları

İlkokul ikide Kenan Abisi (General) evlenir. Ankara’ya yanına gider. Ankara Yenimahalle’de okurken arkadaşları şivesinden dolayı dalga geçer… ‘Kürtoğlu, Arapoğlu’ der. Bu nedenle hiç konuşmaz. Mahallede çocuklarla oynar ve sömestr tatilini şivesini düzeltmeye ayırır. O utanan sıkılan çocuk ikinci dönem şakır şakır konuşur. Öğretmeni, ağabeyini çağırır… Ve ona der ki "Bu çocuk özel. Siz bunun üzerinde durun bir yerlere varacak."

İstanbul’da tıp okurken gezmeye fırsatı olmamıştır. Bir gün Mardinli arkadaşları ile Topkapı Müzesi’ne gitmek isterler. Her gün Sultanahmet’ten geçmelerine rağmen “Topkapı Müzesi’ni göreceğiz” diye "Topkapı" otobüsüne binerler. İndiklerinde oradaki adama “Topkapı Müzesi nerede?” diye sorarlar, geri dönerler...

Fatih’te okurken VEFA’yı dünyanın öbür ucunda sanar. En büyük uhdesi İstanbul’u yaşayamamaktır.

ABD’ye ilk gittiğinde hocasına her gün yeni bir fikirle gider… Bir gün hoca ona döner ve "Aziz! Hoca kim öğrenci kim? Benim sana ne yapacağımı söylemem lazım sen bana söylüyorsun" der…

GÜZEL İNSANA SAYGI VE SEVGİLERİMİZLE..