Türkiye’de tiyatro denince ilk akla gelen değer olan ve isimleri sahnelerde yaşatılan Muhsin Ertuğrul 1931’de tiyatro isteğini şöyle dile getirir...
“Tiyatro istiyorum” başlıklı yazısı
“Ben bir tiyatro istiyorum. Bir tiyatro binası lâzım, bu İstanbul şehrine herşeyden evvel bir tiyatro binası lâzım. Bu bina mezbahadan, halden, köprüden, hastaneden, hatta mektepten daha mühim. Onun için bu şehre bir tiyatro istiyorum...(…)
Efendiler, beyler, paşalar; Vilayet mi, Maarif mi, Başvekalet mi, bu binayı yaptırmak kuvvetini haiz makam hangisiyse ona hitap ediyorum ve diyorum ki:
Bir tiyatro istiyoruz efendim bir tiyatro...
Elleri kalem tutanlar
Heyyy... yazdıranlar, yazanlar, elleri kalem tutanlar, dilleri ağızlarının içinde dönenler, kalplerinde küflenmiş ateş taşıyanlar, hep elele veriniz ve bu ihtiyacı halka duyurunuz, çünkü siz bugüne kadar bu yolda bir satır bile yazmadınız, bu mealde bir söz söylemediniz, bu ocağa bir kıvılcım sıçratmadınız. Bütün bunlar için amansız yarının sizi itham etmemesini isterseniz bugünün hizmetine koşunuz. İstikbal kincidir, affetmez.”