Yunanlı önder savaşta esir düştüğü Mustafa Kemal Atatürk’ü 1934 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. İşte sebebi ve Nobel Komitesi'ne gönderiler mektup...
Türk ve Dünya tarihinde 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın yeri farklıdır. Kurtuluş Savaşı’nın tacı, Mustafa Kemal önderliğindeki Türk halkının özgürlük mücadelesinin mutlu sonudur 30 Ağustos. Her ne kadar kendini Türk olarak görüp (!) Mustafa Kemal adını anmadan zaferi yarım ağızla kutlamaya çalışanlar olsa da o savaş sırasında karşı safta yer alan Yunanistan’ın önderi Elefterios Venizelos bile Mustafa Kemal Atatürk’ü farklı ve değerli bir yere koyar. Ki o savaşta Mustafa Kemal’in eline esir düşen komutan 1934'te savaşın galibi Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterir.
Üç sayfalık mektup
Elefterios Venizelos, Ankara’da yüzyüze görüşüp çok etkilendiği ve samimiyetine güvendiği Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne layık gördüğünü, Nobel Komitesi'ne dönemin resmi dili olan Fransızca yazdığı bir mektupla bildirir.
Venizelos üç sayfalık mektubun ilk bölümünde Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadeleden sonra yeni bir ulus devlet olarak doğan Türkiye'de yaptığı reformları, Yunan halkının Türkiye'deki bu başarıları takdirle karşıladığını sıralar.
Nobel Komitesi’ne gönderilen mektuptan satırlar
Mektubun son bölümünde ise şu satırlara yer verir:
"Küçük Asya Felaketi ertesinde saygın bir ulus devlet olarak yeniden doğan ve anlaşabileceğimize kani olduğumuz Türkiye, uzattığımız dostluk elini büyük bir samimiyetle sıkarak kabul etmiştir.
Bu yaklaşımımız, halkların düne kadar olan çok ciddi anlaşmazlıklarını gidermelerine örnek olacak. Halklarımız, yalnız olumlu sonuçlar getiren samimi bir barışın nimetlerinden faydalanacak. Yaklaşımımız, gerek ülkelerimizin gerekse de Yakın Doğu'nun (Orta Doğu ima ediliyor) barış düzenine hizmet edecektir.
Bu barışın sağlanmasında en değerli katkıyı gösteren kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'dan başkası değildir.
Bu nedenle, 1930'dan bu yana Yunanistan hükümeti başkanı olarak Yakın Doğu'ya yeni bir dönem getiren ve barışı sağlayan Türk-Yunan paktının imzalanmasından sonra, siz Nobel Barış Ödülü saygın üyelerine, Mustafa Kemal Paşa'yı bu kıymetli ödüle layık görmekten şeref duyduğumu belirtir; adaylığını kabul etmenizi arz ederim.
En derin saygılarımla."