Roma İmparatorluğu’nun diktatörü Jül Sezar’ın (Gaius Julius Caesar) gençlik yıllarında başına gelen unutulmaz anılarından birisi...
Asil bir ailenin çocuğu olan Sezar’ın küçükken aldığı eğitim sayesinde olağanüstü hitabet yeteneği vardı. Bir süre sonra Roma’da kamu yönetimine talip olan politikacıların ilk basamağı kabul edilen tribün görevine getirildi. Hitabet sanatını daha da geliştirmek istiyordu. Bunun için Cicero’yu da eğitmiş olan Apollonius Molon’un yanına gitmek için Rodos’a yelken açtı.
20’li yaşlarındaydı. Ege Denizi’ni geçmek isterken korsanların eline düştü. Korsanlar Sezar’ı Antalya’ya götürler ve yirmi talent fidye isterler. Sezar kızar “Hayvanlar, ben yirmi talentlik bir esir miyim? Yakaladığınıza iyi bakın, size elli talent getirteceğim ve elinizden kurtulduğumda göreceksiniz, hepinizi astıracağım!” diye bağırır. Antalya’dan Roma’daki ailesine bir mektup gönderir. Para gelinciye kadar korsanların yanında gece ve gündüz içer, onlara şiirler okuyarak ve oyunlar oynayarak vakit geçirir.
Otuz sekiz günlük tutsaklığın ardından istenilen fidye gelince özgürlüğüne kavuşur. Milet‘e gider burada birkaç gemi tedarik eder, kendisini esir alan korsanları Antalya açıklarında yakalar. Hepsini zincire vurup Bergama’ya getirir. Asya Valisi korsanları köle pazarında satmayı düşünürken Sezar sözünü tutar ve hepsini çarmıha gerer...