Galatasaray'ın yeni transferi Emre Taşdemir'in yakından tanıyalım... Emre Taşdemir futbola nasıl başladı? Emre Taşdemir hangi mevkilerde oynuyor?
Son olarak Bursaspor forması giyen uzun süreli bir sakatlık yaşayan ve serbest kalan sol bek Emre Taşdemir, Galatasaray ile anlaştı. Peki kimdir Emre Taşdemir... Futbol Federasyonu'nun Tam Saha Dergisi'nde Mazlum Uluç'a (2015'te) verdiği röportajdan kesitler sunuyoruz...
1995 yılında Ankara Yenimahalle'de doğdum. Annem ev hanımı, babam da Orman Bakanlığı'nda şoför olarak çalışıyor. Ailemde futbolla ilgilenen kimse yoktu. Kendimi bildim bileli sadece futbol topuyla büyüdüm. Futbola mahallede başlamıştım. Sokakta maç yapmaktan eve girmezdim. Yemeğimi bile annem dışarı getirirdi.
Futbola nasıl başladı?
Ailem futbolu çok sevdiğimi görünce beni bir kulübe yazdırmaya karar verdi. Etimesgut'ta bir futbol okuluna gittik. 9 yaşındaydım. Bana göre bir forma bulamadılar. Verdikleri en küçük forma bile üzerime bol gelince beni almadılar. Sonrasında oturduğumuz yerden taşınıp başka bir okula yazılınca da o okulun futbol takımına girdim. O sırada 7. sınıftaydım. Bir süre sonra da başka bir okulun takımı beni aldı.
13 yaşında Şekerspor'a gittik, seçmeler yapıldı ve 7-8 kişiyle beraber ben de takıma seçildim. Lisansımın da çıkmasıyla Şekerspor'da futbola başlamış oldum. Şekerspor'da 3 sene oynadıktan sonra Ankaraspor'a geçtim. Ankaraspor'da 1 sezon oynadım ve o sezon da Türkiye şampiyonu olduk. Ankaraspor'un yaşadığı problemler sebebiyle futbolcuların Ankaragücü kulübüne geçmesiyle ben de oraya gitmek durumunda kaldım. Ankaragücü'ndeki ilk sezonumda da Akademi Ligi'nde Türkiye üçüncüsü olduk.
U15'ten itibaren Genç Milli Takımlarda oynadım. Beni Milli Takımlara ilk defa çağıran teknik direktör Abdullah Ercan Hocamdır. Üzerimdeki emeği gerçekten de çok büyüktür. Belki kendisi de hücum yönü çok güçlü bir sol bek olduğu için benim üzerime bu kadar düşmüştür diye düşünüyorum.
Sakatlık ve motivasyon
Sakatlıklar yaşadım birçok insan pes edip vazgeçebilirdi. Ama benim içimdeki futbol sevgisi buna izin vermedi. O dönemde kendi kendimi "Bu yetenek varken bırakıp gidilmez" diye motive ettim. O dönemde fikirlerine çok değer verdiğim bir hocam da bana çok destek oldu. "Göreceksin, çok iyi takımlarda oynayacak, çok iyi yerlere geleceksin" sözleriyle bana moral veriyordu. Bugün dönüp arkama bakınca "İyi ki hocamı da içimdeki sesi de dinlemişim" diye düşünüyorum.
Ankaragücü de o dönemde 2. Lig'e düştü. Sorunlar bittikten sonra "Bu sezon artık benim sezonum olmalı" diye düşünüyordum. Takımımız da oldukça kaliteliydi ve çok iyi bir sezon geçirdim. Bir sol bek olarak istatistiklerim gayet iyiydi. Transfer dönemi geldiğinde Genç Milli Takım'a gittim. Elit Tur'dan bir önceki maçtı ve orada da omzumdan bir sakatlık yaşadım. Bu sırada beni isteyen kulüpler de vardı ve ben Bursaspor'un teklifini kabul ettim.
Türkiye'de en üst seviyede futbol oynayabileceğim beş kulüp var. Birisi de Bursaspor. Sakatlıktan dönüp geldim, sezon kampını kaçırdım ve sonra Ocak ayına kadar yine oynayamadım. Ocak'ta ise ayağıma bir fırsat geldi. Aziz Behiç ağabey Avustralya Millî Takımı'na gitmişti. Bana da böylelikle bir maç şans geldi ve o şansı da iyi değerlendirdim. Sonrasında da dört lig maçında ve kupa maçlarında oynadım; öyle devam etti.
Beğendiği futbolcular
Patrick Evra'yı, Jordi Alba ve David Alaba'yı beğeniyorum.
Karakterimde doğuştan gelen bir rahatlık ve bir özgüven de var.
Hızlı ve çabuk bir futbolcuyum, arkadan geldiğim zaman daha etkili oluyorum.
İşimi seviyorum ve asla pes etmiyorum. Çünkü benim belirli hedeflerim ve hayallerim var.
Kitap okumayı ve özellikle dizi izlemeyi çok severim.