Yılların ödüllü gazetecisi Atilla Türker'in 2019'da TSYD'de Serbest Yazı dalında ödül alan "Menajerlerin çalışma yöntemleri" başlıklı yazısı nasıldır? İşte o ödüllü yazı...
Atilla Türker dendiğinde akla özel haberleri, özel haber tadındaki köşe yazıları ve haliyle yıllardır ambargo koyduğu ödülleri gelir. Duayen gazeteci TSYD'den 2019'da da iki ödül birden aldı. Hem haber hem serbest yazı dalında. İşte Atilla Türker'in 15 Mart 2018'de Habertürk'te yayınlanan o köşe yazısı...
Menajerlerin çalışma yöntemleri
Ülkemizdeki menajerlerin önemli bölümü müthiş atraksiyonlar yaparak inanılmaz paralar kazanabiliyor.
Nasıl mı oluyor bu? İzah edeyim. En büyük vurgun, futbolcunun yıllık ücreti üzerinden yapılıyor.
Misal, futbolcu 500 bin Euro istiyor. Lafı mı olur! Cambaz yöneticiyle taklacı menajer, futbolcuya “Sözleşmene 2 milyon Euro yazacağız. Hesabına da 2 milyon Euro yatıracağız. Ama aradaki 1,5 milyon Euro’luk farkı daha sonra sen bizim hesabımıza aktaracaksın” diyor. Futbolcu da tabii anında kabul ediyor. Niye etmesin! Alacağa paraya bakıyor.
Hele hele üstüne bir de sus payı olarak 100-200 bin Euro daha verilirse... Değmeyin keyfine! Nasıl olsa vergiyi falan kulüp ödüyor.
Ne yazık ki... Ülkemizdeki kulüplerin çok önemli bölümünde bu tür atraksiyonlar sürekli oluyor.
Dürüst yönetici ve menajerleri tenzih ederim ama... Bazı kulüplerimizde resmen kapkaç sistemi uygulanıyor.
Belli kulüpler genelde hep aynı menajerle çalışıyor
Bir başka menajer, o kulüpten içeri adım atamıyor. İsterseniz dünyanın en yetenekli futbolcusunu çok ucuza getirin, kulübün malum yöneticilerinden ve taklacı menajerlerinden icazet alamazsanız eğer... O kulübe futbolcu veremezsiniz.
Resmen menajerlik çeteleri oluştu ülkemizde... Ve bunlar öyle çeteler ki, her kesimden maaşlı elemanları var.
Bazı büyük kulüplerimizin kasası bu yüzden önemli ölçüde boşaldı. Anadolu’daki pek çok kulüp de bu yüzden batma noktasına geldi. Batanlar bile oldu.
Peki, menajerler başka nasıl kazanıyor? Komisyon alarak... Elbette ki bir hak ediştir bu. Yeter ki yasal ve vicdani çerçevede yapılsın. Biraz açayım. Bir menajer, transferini sağladığı bir futbolcu üzerinden genelde yüzde 10 oranında komisyon alır. Tabii futbolcunun yaşı, performansı ve diğer özelliklerine göre bu oran değişebilir.
Bizde nasıl oluyor? Futbolcu mesela 4 yıllık sözleşme imzaladı. Menajer de 4 yıl üzerinden yüzde 10’ardan toplam yüzde 40 tutarında komisyonu anında cebe indiriyor. Yani, peşin! Misal, futbolcu 1 milyon Euro’dan 4 yıllık imza attıysa, bizim menajer kardeşlerimiz de bir anda 400 bin Euro alabiliyor. İyi de... Futbolcu 6 ay ya da 1 yıl sonra başka kulübe transfer edildiğinde ne oluyor? Menajere bir yüzde 40 daha.
Ortada bir saadet zinciri var ve paralar kırışılıyor.
Daha fazla kazanabilmek için futbolcusunu hemen her yıl başka kulübe pazarlamaya çalışan çok sayıda menajer bulunuyor. Hatta bu doğrultuda futbolcusunu huzursuz ederek transferin önünü açan taklacılar bile var.
Bakmayın siz cambaz menajerlerin “Avrupa’da bile peşin ödeniyor” dediğine... Değil kardeşim! Nasıl mı? Her bir futbol sezonu, 2 transfer döneminden oluştuğu için... Avrupa’daki kulüp yöneticileri önce ilk 6 aylık komisyonu veriyor. Futbolcu aynı kulüpte devam ederse menajere 2. dilim de veriliyor.
Başka... Menajerlerin daha değişik indiragandi yöntemleri de var. Misal, imza parası...
Unutulmasın ki, futbolcular için istenilen imza paralarının tamamına yakını menajerlerin cebine giriyor. Nasıl olsa bu tür işler 3-5 kişi etrafında dönüyor. Karışan, denetleyen yok. İnsanların ahlakına kalmış tamamen.
Başka... Yerim bitti. Diğer yöntemleri de başka bir yazımda anlatırım artık.
Son söz: Bizde bu taklacı yöneticilerle cambaz menajerler olduğu sürece...
Ülke futbolunun ayağa kalkması son derece zor.
(KALEMİNE SAĞLIK ATİLLA TÜRKER)