Polonezköy'de Malkaçoğlu'nun çekimleri sırasında Cüneyt Arkın'ın bindiği İngiliz yarış atı hızını alamaz ve ahıra doğru koşarken bir arabayla karşılaşır. İşte o hikaye...
Türk sinemasının önemli figürü ve değeri Cüneyt Arkın yaşadığı bir anısını anlatıyor... Cüneyt Arkın tarihi filmlerde tehlikeli sahnelerde dublör kullanmıyor. Bir Kazak sirkinde çalışmanın avantajlarını uyguluyor. Fakat bu anlattığı olay atlı bir sahne. İşte o olay...
Atın önlenemeyen huyu
"Atlı sahnelerde oradan buradan bulduğumuz araba atlarıyla çekimlerde bir hayli kaza atlattığım için, artık yarıştırılmayan bir İngiliz yarış atı satın aldım.
Polonezköy'de rahmetli Süreyya Duru ile Malkoçoğlu'nu çekiyoruz.
Atın bir huyu vardı, ne kadar eğitilse de boş kaldığı anda ahıra doğru koşuyordu.
Hızla gelen araba!
Süreyya Beye rica ettim 'ahırın aksi yönüne doğru koşturayım' diye ama görüntünün önemini kastederek ahır istikametine koşmamı istedi. Çekim başladı benim at deliler gibi koşuyor. Dizginlere asılmama rağmen fırtına gibi gidiyor. Kamera açısından çıktığımız halde ben atı durduramıyorum.
120 ile giden bir araba gibi gidiyoruz. Çekim durdu ama bizim durmamız mümkün değil.
Derken tam kavşağı dönüyorduk, baktım karşı istikametten bir araba hızla üzerimize geliyor. Araba da çok süratli biz de. Bir an şoför mahallinde oturan yaşlı adamın dehşetle açılmış gözlerini gördüm. Vee biz o sıçrayışla arabanın üzerinden aştık. Araba bizim altımızdan geçti. Altımdaki yarış atı olduğu için kolaylıkla engel aşan bir at.
Tam anlamıyla filmlerdeki gibi bir sahne! At hızını kesemeden doğru ahıra gitti. Ve telaşla aynı yere geri dönüyoruz.
Ben merak içindeyim acaba bir kaza oldu mu diye, ne oldu diye.
Olay yerine geldik, baktım araba durmuş içinden yaşlıca bir bey ve hanımı inmişler yol kenarında oturuyorlar.
Adam bembeyaz olmuş tirtir titriyor.
Ve söyleniyor:
"Bundan sonra bir daha içki içmeyeceğim! Artık hayal görmeye başladım!"