Dünyanın Şarlo olarak tanıdığı ve sevdiği Charlie Chaplin'in insanlık manifestosu olarak da değerlendirilen Büyük Diktatör filmindeki modernleşme, sanayileşme ve savaşla ilgili final sözleri nasıldır?

Sessiz sinema dünyasının önemli karakteri Şarlo... Sanat dünyasının çok yönlü ismi... Oyuncu yönetmen, yazar ve senarist.

Güldüren, düşündüren ve mesaj veren bir karakter Şarlo.

Adı; Charlie Chaplin.

 

Sessiz sinema tercihini "Konuşursam beni sadece İngilizce bilenler anlayacak ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir ve dünya İngiltere'den ibaret değil" sözleriyle anlatan isim.

Charlie Chaplin, Adenoid Hynkel isimli Tomania diktatörünü "The Great Dictator" (Büyük Diktatör) filminde canlandırır. İlk sesli filmidir onun.

Yıl 1940. Hitler'in politikalarını eleştirilir. Modernleşme, sanayileşme ve savaş anlatılır. Bir anlamda filmin finalindeki sözler insanlık manifestosu olarak görülebilir.

İşte Chanlie Chaplin'in final konuşmasının metni

"Üzgünüm ama ben imparator olmak istemiyorum. Bu benim işim değil. Ne kimseyi idare etmek ne de ülkeleri fethetmek istiyorum. Elimden gelse, herkese, ister Yahudi, ister zenci, ister beyaz olsun tüm insanlara yardım etmek isterim.

Hepimiz karşımızdakine yardım etmek isteriz. Bütün insanlar böyledir. Karşımızdakinin mutluluğunu görmek isteriz, üzüntüsünü değil. Birbirimizden nefret etmek ve birbirimizi hor görmek istemeyiz. Bu dünyada herkese yetecek yer var. Ve toprak hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir.

Hırs insanın ruhunu zehirledi

Hayatın bize çizdiği yol özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir, ama biz bu yolu yitirdik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı, hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi. Hızımızı arttırdık ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı.

Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı; zekamızı ise katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz ama az hissediyoruz.

Makineleşmeden çok insanlığa gereksinimimiz var.

Zekadan çok iyilik ve anlayışa gereksinimimiz var. Bu değerler olmasa hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz.

Uçaklar ve radyo bizleri birbirimize yaklaştırdı. Bunlar, doğaları gereği, insanın içindeki iyiliği ortaya çıkarmaya, evrensel kardeşliği oluşturmaya ve hepimizin birleşmesini sağlamaya çalışmaktadır. Şu anda bile sesim dünyadaki milyonlarca insana, milyonlarca acı çeken kadın, erkek ve çocuğa, suçsuz insanları hapse atan, işkence eden bir sistemin kurbanlarına ulaşıyor.

Beni işitenlere şunu söylemek istiyorum:

Kendinizi ümitsizliğe kaptırmayın. Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucudur. İnsanlardaki bu nefret duygusu geçecektir, diktatörler ölecek ve halktan zorla aldıkları iktidar yine halkın eline geçecektir. İnsanlar ölmeyi bildikleri sürece özgürlük asla yok olmayacaktır.

Askerlere sesleniş

Askerler!

Sizleri aldatan, sizleri köle gibi kullanan, ne yapmanız gerektiğini, nasıl düşünmeniz gerektiğini ve nasıl ölmemiz gerektiğini söyleyen bu zalimlere asla boyun eğmeyin.

Sizleri bir hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp topun ağzına sürenlere boyun eğmeyin.

Kafaları ve kalpleri bir makine gibi olan bu adamlara boyun eğmeyin.

Sizler birer makine değilsiniz. Sizler insansınız!

Kalbiniz insanlık sevgisiyle dolup taşmaktadır! Nefret etmeyin! Yalnızca sevilmeyenler nefret eder... Sevilmeyenler ve anormal olanlar!

 

Askerler!

Kölelik uğruna savaşmayın!

Özgürlük için savaşın!

St Luke'un İncil'inin on yedinci bölümünde cennetin tek bir adamda ya da bir grup insanda değil tüm insanların içinde olduğu yazılıdır. Siz insanlar güçlüsünüz. Makineleri yapacak güce sahipsiniz. Mutluluğu yaratacak güç sizdedir! Bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sizler sahipsiniz. Bu hayatı olağanüstü bir maceraya çevirecek olan yine sizlersiniz. Öyleyse, demokrasi adına bu gücü kullanalım ve birleşelim. Yeni bir dünya için savaşalım. Herkese çalışma şansı verecek, gençlere gelecek, yaşlılara güvenlik sağlayacak bir dünya için savaşalım.

Zalimler de böyle sözler vererek iktidara geldiler. Ama yalan söylediler! Sözlerini tutmuyorlar. Hiçbir zaman da tutmayacaklar!

Diktatörler kendilerini kurtarır ama halkı köle gibi kullanır.

Artık dünyanın özgürlüğü için savaşalım, hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındıralım.

Sağduyulu bir dünya için savaşalım, bilimin ve gelişmenin bizleri mutluluğa götüreceği bir dünya için savaşalım.

Askerler, demokrasi adına birleşelim!

 

Hannah beni duyuyor musun?

Nerede olursan ol, başını kaldırıp bak! Bak, Hannah.

Bulutlar dağılıyor!

Güneş çıkıyor!

Karanlıktan aydınlığa çıkıyoruz!

Yeni bir dünyanın eşiğindeyiz. İnsanların nefretten ve gaddarlıktan arındığı yepyeni bir dünyaya yaklaşıyoruz.

Başını kaldırıp bak. Hannah!

İnsan ruhu kanatlandı ve uçmaya başladı artık.

Gökkuşağına doğru uçuyor, umut ışığına doğru uçuyor. Başını kaldırıp bir bak Hannah! Bir bak!"

Bi'SORU DAHA?

Şener Şen Eşkiya filminde hangi karakteri oynamıştır?

1996 yapımı Eşkiya, Türk sinema tarihinin önemli kilometre taşlarındandır. Ve başrolde Türk sinemasının önemli ismi Şener Şen vardır... Peki ya adı...

Türk sinemasının dört yapraklı yoncası kimlerdir?

1970 ve 80’li yıllara damga vuran o dönemlerde Türk sinemasında birçok filmde rol alan isimlere dört yapraklı yonca yakıştırması yapıldı... Peki...

Haluk Bilginer’in rol aldığı film ve diziler hangileridir?

Haluk Bilginer, tiyatro dünyasına nasıl girdi? Haluk Bilginer'in oynadığı filmler, diziler hangileridir? Haluk Bilginer'in kazandığı ödüller nelerdir?

Bir bahar akşamı rastladım size şarkısının hikayesi ve sözleri nasıldır?

Bir bahar akşamı rastladım size şarkısının sözleri kime aittir, şarkının bestecisi kimdir? Bir bahar akşamı rastladım size şarkısının hikayesi...