Hedefe akıllıca bir taktikle ulaşmayı anlatan bir hikaye... Bir yanda emekli psikoloji profesörü, bir yanda çoban ve sürüsü. İşte o hikaye...
Problemler hep olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Ve bu problemleri çözerken izlenen yol da çok önemlidir. Herkesin taktiği ve planı farklıdır. Bu hikayede ise psikoloji profesörünün akılcı yöntemini bulacağız...
Sakin kasabada sabah gürültüsü
Psikoloji profesörü emekli olur ve sakin bir kasabaya yerleşir.
Emekliliğinin keyfini yaşamak ister. Ancak eve yerleşmesinin ertesi günü, uykusunun en tatlı yerinde sabahın erken saatlerinde büyük bir gürültü ile uyanır.
Çıkan gürültüye bir anlam veremez. Sinirle dışarıya çıktığında kasabanın çobanı ile birlikte hayvan sürüsünün çıngırak sesleri ile geçtiğini görür. Bu çekilmez gürültü günlerce sürer. Kurnaz profesör bir önlem almaya karar verir. Ertesi gün çoban, sürüsü ile aynı gürültüyle geçerken, profesör kapının önüne çıkar, çobanı durdurarak şöyle der:
“Çok tatlı bir çobansın. Çok da güzel kaval çalıyorsun. Her sabah bu kuzu ve koyunların sesleri, bu doğal armoni bana büyük bir zevk veriyor. Eğer her gün aynı bu saatte buradan geçersen kapının önüne sana özel olarak para bırakacağım onu alabilirsin."
Çoban bu teklifi duyunca şaşırır, hoşuna gider ve kabul eder.
“Nasıl olsa her gün buradan geçiyorum. Bu benim için güzel bir fırsat” der...
Ücrette indirim ve sonrası...
Aradan birkaç gün geçer, profesör bir sabah çobanın önüne çıkarak:
"Yaşadığımız ekonomik kriz beni de etkilemeye başladı. Bu nedenle bundan sonra sana vereceğim paranın ancak yarısını verebilirim" der.
Çoban, bu tekliften pek hoşlanmaz. Ama yine de her sabah aynı yerden geçmeye devem eder. Birkaç gün sonra, profesör bu parayı da belirtilen yere koymayınca, çoban daha da sinirlenir ve “Bir daha bu yoldan geçmeyeceğim” diye kendi kendine söylenir. Sürüsüyle birlikte güzergahını değiştirerek aklınca intikam alır.