Akademisyen, psikolog, yazar ve televizyon programcısı Üstün Dökmen sıkıntılardan güzellik çıkarmayı gerçek bir hikayeyle anlatır. İşte babanın üzgün ağaç olma olayı ve sonuç...
Prof. Üstün Dökmen baba ile küçük kızı arasında yaşanmış bir olayı anlatıyor...
"Büyük kızım küçükken -sanırım anaokuluna gidiyordu- sabahları yatağında beş dakika otururdu, ben de karşısına otururdum.
Küçük, spontan bir oyun oynardık. Ben, bir hayvan, eşya veya bitki rolüne girerdim, o kendisi olurdu ve karşılıklı bir drama veya fabl diyebilecegimiz bir şey sergilerdik.
Bir sabah uyandı, oturup battaniyeye sarıldı ve 'Hadi bana bir ağaç ol' dedi.
O sabah, canım sıkkındı, keyfim yoktu; son günlerde irili ufaklı bir çok olay moralimi bozmuştu.
İçimi dinledim, oyun oynamak istemedigimi hissettim ve dürüstçe bunu kızıma söylemeye karar verdim.
'Canım benim. Bu sabah keyfim yok, canım sıkılıyor, ağaç olmak istemiyorum.'
Bir an durdu ve parmağını uzatarak 'Tamam baba o zaman üzgün bir ağaç ol' dedi.
Tekrar iç sesimi dinledim, neşeli bir ağaç olmak istemiyordum ama üzgün bir ağaç olabilirdim.
Ve üzgün ağaç oldum. Birilerinin meyvelerimi taşladığını, insanların canımı sıktığını anlattım. Anlattıkça, hafifledim, ferahladım. Beş dakika bittiğinde rahatlamıştım."
İifade edilen sıkıntı, çoğunlukla insanı rahatlatır.
Yaşamın her zerresi kutsaldır, değerlendirilmelidir. Güzelliklerden güzellikler çıkar; ama sıkıntılardan da güzellikler çıkarmak mümkündür.