Mehmet Akif Ersoy’un kısaca hayatı nasıldır? Mehmet Akif Ersoy’u tarihe geçiren olay nedir? Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı için ne demiştir?
Türk milleti için önemli bir değerdir Mehmet Akif Ersoy... Tarihe adını yazdırmış gönüllerde taht kurmuş bir isimdir. Mehmet Akif Ersoy dendiğinde, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, yokluk içindeki Türk halkının verdiği özgürlük mücadelesinin kaleme alınmış hali yani “İstiklal Marşı” akla gelir.
Mehmet Akif deyim yerindeyse, Türk milleti için “vatan, millet, bayrak, özgürlük ve bağımsızlık” kavramlarının karşılığı sesidir.
Şair, idealist, sanatkar, hatip, devlet adamı, kahraman, âlim ve bilge bir düşünce adamıdır.
Mehmet Akif Ersoy’un kısaca hayatı
1873-1936 yılları arasına sığdırılan dolu dolu bir ömür...
Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’un Fatih ilçesinde dünyaya gelir. Babası, İpekli Mehmet Tahir Efendi, annesi Emine Şerife Hanım’dır. İlk ve Orta öğrenimini Fatih Rüşdiyesi ile Mekteb-i Mülkiye İdadisi’nde tamamladıktan sonra, dört yıllık Halkalı Ziraat ve Baytar (Veteriner) Mektebine girer ve Baytarlık bölümünden birincilikle mezun olur (1893). Ziraat Nezareti, Umur-i Baytariye Müdür Yardımcılığı yapar. Görevi gereği, Rumeli Arnavutluk, Anadolu, Arabistan’da (Necid) dolaşır.
Eşref Edip’le birlikte Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşad dergilerini çıkarır. Harbiye Nezareti adına Almanya’ya (Berlin) gönderilir. Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi bilen Akif, Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye Müderrisliği (Profesörlüğü) yapar.
1936’da hayatını kaybeder
Mehmet Akif, Birinci Meclis’te Burdur Milletvekili olur (1920-1923). Daha sonra Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa’nın davetiyle Mısır’a gider, Hilvan’a yerleşir. 1926’da Mısır’da Edebiyat Fakültesi’nde Türkçe Profesörlüğü yapar. Mısır’da iken, siroza yakalanır. Hava değişimi için Lübnan’a gider. 1936 da Antakya’ya gelir, fakat tekrar Mısır’a döner. Mısır’dan da Türkiye’ye döndüğünde ağır hastadır. İstanbul’da tedâvi görür, hastaneye yatar ama hastalığı geçmez. 27 Aralık 1936 Pazar günü akşamı vefat eder. Ertesi gün Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilir.
İstiklal Marşımızın şairi olan Akif, bütün şiirlerini, “Safahat” adını verdiği bir kitapta toplamıştır.
İstiklal Marşı’nın hikayesi
Kurtuluş Savaşı’nın özeti olan İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli marşıdır. Sözleri Mehmet Akif Ersoy’a aittir. Bestesini Zeki Üngör yapmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı, bir milli marşa gereksinim duyar. Bu bağlamda 1921 yılında bir şiir yarışması düzenler. Yarışmaya 724 şiir gönderilir. Birinci seçilen şiirin sözlerine 500 ve bestesine 500 lira olmak üzere para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemez. Ancak, Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla Akif de şiirini gönderir. Akif, İstiklal Marşı’nı Tacettin Dergahı’nda misafir edildiği dönemde kaleme alır.
Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif'in yazdığı şiir, 12 Mart 1921’de, Meclis kararı ile İstiklal Marşı, olarak kabul edilir. Âkif, mükâfat olarak ayrılan parayı almaz ve Dârülmesâî (İşevi) adlı Hilal-i Ahmer’e (Kızılay) bağlı bir derneğe bağışlar. Milli Marşımızı bütün meclisle beraber Atatürk de ayakta alkışlar. Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı'nda, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Bu marş, milletimiz için önemli bir belgedir, bizim var oluş belgemizdir. Yediden yetmişe milletin bütün fertlerinin ortak duygusunu terennüm eder. Üzerinde herkesin anlaştığı, anlaşabileceği ya da anlaşması gereken düşünceler, duygular İstiklal Marşı’nı oluşturur.
Milli marşın ancak Akif tarafından yazılabileceğine olan inancın temelinde, Akif’in kişiliği, inanç dünyası, samimiyeti, kimliği, ruhu, geçmişi ve hassasiyetleri ön planda gelir. Mehmet Âkif, İstiklal Marşı’nı sadece yazmamış, bütün ayrıntıları ile yaşamıştır. Söylediklerini görmüş, gördüklerini yaşamış bütün olayları ruhunda hissetmiş ve adeta vecd içinde tamamlamıştır.
Ve Mehmet Akif Kurtuluş Savaşı’nı İstiklal Marşı ile dile getirirken zorluğunu ve çilesini de “Allah bir daha İstiklal marşı yazdırmasın” sözleriyle ifade eder.
Mehmet Akif Ersoy’un eserleri
- Safahat (1911): 44 şiir, 3084 mısra
- Süleymaniye Kürsüsünde (1912): Bir şiir, 1002 mısra
- Hakkın Sesleri (1913): 10 şiir, 482 mısra
- Fatih Kürsüsünde (1914): Bir şiir, 1692 mısra
- Hatıralar (1917): 10 şiir, 1314 mısra
- Asım (1924): Bir şiir, 2292 mısra
- Gölgeler (1933): 41 şiir, 1374 mısra