Doğal hayatı ve tarımı tercih eden kişi Masanobu Fukuoka... Masanobu Fukuoka kimdir? Masanobu Fukuoka'nın tarımsal ilkeleri nelerdir?

“Rahat bırakılan doğa mükemmel bir dengedir” sözüyle başlayalım bu nevi şahsına münhasır insanın hayatını irdelemeye... Anlatacağımız kişi doğal tarımın babası...
Masanobu Fukuoka, 1913’te Japonya’daki Shikoku adasının küçük bir köyde dünyaya geldi. Aile zengin mi zengin...
Fukuoka Gifu Üniversitesinde mikrobiyoloji okudu ve bitki patolojisi dalında uzmanlaştı toprak bilimcisi olarak göreve başladı.
25 yaşına gelmeden tarımla ilgili farklı bir filizlenme başgösterdi...
Zatürre yaşadı ve ardından hayatı da bakışı da değişti...
Doğanın kendi haliyle mükemmelliğini kavradı...
İşini gücünü bıraktı ve babasının çiftliğinin başına geçti.
Kafasındaki düşünce “HİÇBİR ŞEY YAPMADAN TARIMSAL ÜRÜNLER ELDE ETME” idi. Ve bunu hayata geçirdi...
Beşte bir emekle en az modern tarım ölçülerindeki kadar ürün almayı başardı.

Pirinç yetiştirdi... Tohumları doğrudan toprağa attı. Üzerlerini sadece samanla ürttü. Hasat zamanı ise arpa tohumları ile yabani otların büyümesini engelledi.
Hiçbir şey yapmadan çok şey yapanlarla aynı ürünü alınca dikkat çekti.
O, “Hiçbir şey yapmamak çiftçiliğin nihai biçimidir. Hiçbir şey yapmamak. İnsan bilgisini ve maddi serveti reddediyorum. İnsanoğlu hiçbir şey yaratamaz. Hepsi doğanın eseri. İnsanoğlu bir ot tanesi bile yaratamaz. Onu yaratan doğadır” diyordu.

62 yaşında gördüklerini ve yaptıklarını belgeledi.
1975’te “Ekin Sapı Devrimi” kitabıyla dünyada farklı bir tarımsal alan açtı.
Ve düşüncesi; “Tek bir saman sapı bir devrim başlatabilir. Bu sap görünüşte küçük ve hafif ama çoğumuz onun gerçek ağırlığını bilmez. İnsanlar bu sapın gerçek değerini bilseydi tüm ülkeyi ve dünyayı sarsacak bir devrim gerçekleşirdi” şeklindeydi.
Fukuoka’nın ünü dünyada yayılmaya başladı ve çiftliği ziyaretçi akınına uğradı.
Ve kendisi bu durumu şöyle anlattı: “Yanıma gelenlerin çoğu şehirli ve bilgisayarlı işlere, arabalara sahip ve geleceğin bomboş olduğunu fark etmişler. Bunlar çiftçi değil modern kent hayatından bıkmış ve kaçmak isteyen kişiler.”
Fukuoka, tohumları suyla beraber kilin içine karıştırdı ve toprağa saçtı. Ve böylece fare ve kuşların tohumları yemesini önledi. Çünkü tohumlar nemlenmesinin ardından çimleniyor ve kök atıyordu.
Asya ve Afrika ülkelerinin de dikkatini çeken Fukuoka toprakları iyileştirip gıda üretimini artırmaya yönelik çalışmaları nedeniyle Asya’nın Nobel Ödülü sayılan Magsaysay ödülünü kazandı.

FUKUOKA’NIN TARIMSAL İLKELERİ

TOPRAĞI İŞLEMEK YOK: Toprağı sürmek zararlıdır. Çünkü toprağın doğal ortamı bozulur. Doğal tarımda toprağın sürülmesi, bitki köklerinin yayılması, mikroorganizmaların ve yer solucanlarının aktiviteleri kendi kendine olur.

GÜBRELEME YOK: Bitki ve hayvanların organik atıkları yüzeydeki bakteri ve mantarlar tarafından çürütülüyor. Yağmur suyunun hareketiyle, besinler toprağın derinliklerine taşınarak mikroorganizmalara, yer solucanlarına ve diğer hayvanlara yiyecek oluyor.

OTLARI TEMİZLEMEK YOK: Yabani otlar, canlı topluluğunun dengesini sağlıyor. Yok edilmemeli ama kontrol altında tutulmalı. Toprak sürülmezse yabani otların egemenliği de bitiyor.

KİMYASALLAR YOK: Doğanın bir dengesi vardır. Toprağın sürülmesi halinde yeni ve zayıf bitkiler ortaya çıkar. Bunları da ilaçlamak gerekir. Oysa doğal yöntemler en doğrusudur.

Fukuoka 2008 yılında, 95 yaşında hayatını kaybetti. Ancak geride çok farklı izler bıraktı.
TOPRAĞI BOL OLSUN...

Dilerseniz, hikayesini kendi ağzından da dinleyebilirsiniz.