Can Bartu nerede doğdu? Can Bartu, futbol ve basketbol için neler söyledi? Can Bartu'nun tarihe geçen başarıları nelerdi?

O bir efsane... O Türk futbolunun ve sporunun önemli değeri... Ünü uluslararası alana yayılan yetenekli ama aynı zamanda efendi, saygın bir karakter... Yaşa Fenerbahçe marşında adı geçen isimlerden hayatta kalan son temsilciydi. 12 Nisan 2019'da aramızdan ayrıldı.

 

31 Ocak 1936 Kadıköy doğumlu olan Can Bartu'nun tarihe geçen hayatına bir bakalım...
Futbola her çocuk gibi sokakta başladı. Basketbolla tanışması Haydarpaşa Lisesi’nde oldu.
Uzun boyundan dolayı Modaspor’da ve lise takımında pivot olarak oynadı. Fenerbahçe'ye transfer oldu ve milli takıma kadar yükseldi.
Can Bartu'nun annesinin "serseri işi" diye gördüğü futbola da devam etti.

Galatasaray'a önerildi...

Galatasaray'a önerildi ama Gündüz Kılıç onu tanıdığını ve asla futbol için basketboldan vazgeçmeyeceğini söyledi.
Fenerbahçeli Fikret Arıcan, Can'ı ve ailesini futbol konusunda ikna etti. İmzayı atarken Can Bartu'nun tek şartı basketbolu bırakmamaktı.
Ki hem basketbolda hem de futbolda milli takım formasını giyip efsaneleşti.
Bir gün sabah Beşiktaş derbisinde iki gol atarken akşam da Galatasaray'ı 82-50 yendikleri maçta 32 sayıya imzasını attı.

Basketbol mu futbol mu?

Sportif Oyunlar Federasyonu iki branştan birini seçmesini istedi. O da futbolu tercih etti ancak "Basketbolda da futboldaki şartlar olsa hangisini tercih ederdiniz?" sorusuna "Hiç tereddütsüz basketbol. Çünkü bu sporu delicesine sevmekteyim. Memleketimizde basketbol ilerlemiş, profesyonel sporcusunu geçindirebilir duruma gelmiş olsa ‘basketbolcu Can’ olacaktım" cevabını verdi.
Can Bartu'nun annesi bir maçta oğlunu övmek için küfür edildiğini duymasının ardından bir daha hiç maça gitmedi.
Maddi sıkıntılar sebebiyle milli oyuncuların Avrupa'ya gidemediği dönemde yakın arkadaşı Metin Oktay ile beraber İtalya'ya transfer oldu. Fiorentina, Venezia ve Lazio’da altı yıl top koşturdu.
1967'de Türkiye'ye döndü ve tekrar Fenerbahçe forması (3 yıl daha) giydi.
Soğukkanlı duruşu, efendiliği kişiliğiyle de ön plana çıkan bu değer 1970’te futbola değil ama sahalara veda etti. Yakın arkadaşı Metin Oktay'ın jübilesinde Galatasaray forması giydi. Üstelik sarı-kırmızılı formayla o gün Fenerbahçe’ye dokuz gol attı.
Fakat camiadan hiç kopmadı. Spor yorumculuğu ve yazarlık yaptı.
Ve Can Bartu takım yazarlığı, spor yazarlığının bittiği nokta olarak gördü. Ona göre kendisinden sadece Fenerbahçe yazmasını istemeleri bu nedenle manasızdı.
1974’te, Fecri Ebcioğlu tarafından yazılan ve Nesrin Sipahi tarafından söylenen "Yaşa Fenerbahçe" marşında geçen "Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler"in hayatta kalan son temsilcisiydi.

SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ.