Dünyanın sayılı gitar virtüözlerinden olan Carlos Santana'nın İstanbul konseri öncesinde ve konser sırasında başına gelenler nelerdir? Boyacı çocuklar ile Cantana arasında nasıl diyaloglar yaşanmıştır?

1947 Meksika doğumlu olan ve "Latin Orkidesi" unvanlı Carlos Santana, dünyanın en iyi yüz gitar virtüözleri arasındadır. Gitarist ve söz yazarının yolu 1989 yılında İstanbul'a düşer. Konseri vardır. Carlos Santana, alanda karşılanıp konaklayacağı oteline geçer.
İlk gün serbest, akşama basın toplantısı vardır. Dinlenmek yerine "Çıkalım İstanbul'u dolaşalım" der.
Yanına bir rehber verilir ve araç tahsis edilir.
Kapalıçarşı, Sultanahmet, Ayasofya derken Santana bir çay bahçesine oturur.
O ana kadar Santana'yı tanıyan, ilgi gösteren ve taciz eden yok.
Santana da bu durumdan memnun.
Rehberle beraber Türk kahvesini içerken çay bahçesinin önünden geçen boyacı Roman çocuklar bağırmaya başlar:
"Heyy !.. Hello Santana! Welcome İstanbul! I love you Santana!.."
Çay bahçesindeki garsonlar çocukları "Müşterileri rahatsız etmeyin" diye tersler ve kovmaya çalışır.
Santana rehberden çocukları yanına getirmesini ister.
Rehber garsonlara Santana'nın dünya starı olduğunu anlatır.
Boyacı Roman çocuklar boyacı sandıklarıyla çay bahçesinin içine girerler.
Rehber eşliğinde sohbet başlar.
Boyacı çocuklar "Sen dünyanın en büyük gitar ustalarındansın. Senin çizmelerini boyayalım, kıyağımız olsun, beş kuruş istemeyiz.." diyor.
Santana çok mutlu ve şaşkın.
Çocuklara gazoz, kola ısmarlar.
Sonra da sorar: "Geldiğimden beri beni İstanbul'da kimse tanımadı. Peki bu çocuklar beni nasıl tanıdı?.."
Çocuklar anlatır: "Biz boya yaparken bazı müşteriler gazete okur. Fırça sallarken arada gazetelere de bakıyoruz tabii. Resmini orada gördük. 'Dünya Yıldızı Santana İstanbul'a Geliyor' yazıyordu, oradan tanıdık seni."
Çizmelere boya cila yapılır. Santana para vermek ister ama çocuklar almaz.
Santana "Yarın akşam konserim var, beni dinlemek ister misiniz?"
Çocuklar şaşkın ve mutlu: "Hem de çok isteriz Santana. Sen delikanlı adamsın!.."
Rehberden ikişer kişilik davetiyelerden alır, çocuklara verir. "Kardeşiniz varsa yanınızda getirebilirsiniz" der.
Çocuklar bayram ediyor.

Boyacı çocuklar konsere alınmayınca...

Ertesi akşam Açıkhava'da müthiş bir izdiham.
Roman çocuklar ellerinde davetiyelerle konsere gelir.
Ana kapıdan giremezler. Görevliler "Kimden çaldınız lan bu davetiyeleri?" diye bağırır.
Çocuklar "Biz kimseden çalmadık abey, biz Santana'nın misafirleriyiz, o verdi bunları bize…’’ der.
Görevliler haliyle inanmaz ve "’Hass… tirin ulan!’’ diyerek ve sille tokat tartaklayarak çocukların ellerinden davetiyeleri alıp kapıdan kovar.
Ama Santana'nın VIP misafirleri pes etmez...
Sanatçıların arka giriş kapısını bulunur. Ama orada da aynı muabbet.
Çocuklar "Santanaaa ! Santanaaa !.. Help.. Help !.." diye bağırır.
Bir şekilde rehbere haber gider, o da gidip durumu Santana'ya anlatır. Sonra da rehber gider, çocukları alıp kulise, Santana'nın yanına getirir. Çocuklar salya sümük, gözyaşları içinde başlarına geleni anlatır.
Santana üzgün ve sinirli bir şekilde "Misafirlerim alın ve yerlerine oturtun" der.

Protokolde yer kavgası!

Boyacı Roman çocuklar rehberle beraber sahne kenarından seyircinin arasına iner. Büyük sorun olur...
Çocukları yerlerine çoktaan birileri oturmuştur. Vali yardımcısının kızı, damadı… Belediye'den falancanın bacanağı, filancanın eltisi, görümcesi.. "Biz protokolüz kardeşim, kalkmıyoruz!" derler.
Görevliler de durumun farkında ama korkudan bir şey yapamaz...
Sonunda merdiven basamaklarına birer minder konur ve Santana'nın VIP misafirleri (Boyacı Roman çocuklar) oraya oturur.
Rehber tekrar Santana'nın yanına gider ve olanları anlatır.
Santana der ki: "Git onlara söyle, benim misafirlerime kimse saygısızlık yapamaz... Eğer sahneye çıktığımda çocukları en ön sırada, koltuklarda görmezsem tek bir nota çalmam. Sahneye çıkarım, olayı anlatır, veda eder giderim. Tazminat falan da umurumda değil, bedeli ne olursa olsun öderim"
Konser bir türlü baylamaz. Alkışlar, ıslıklar. Ve işler karışır. VIP bölümünde bir kargaşa olur... Çocuklar en öndeki protokol koltuklarına oturtulur.
Arkaya "tamam" diye haber gider ve ışıklar açılır, sahne aydınlanır ve Carlos Santana sahneye çıkar... Yer yerinden oynar.
Santana sahneye çıkar çıkmaz ilk iş olarak ön tarafa bakar ve çocukları görünce selamı verip o sihirli parmaklarıyla başlar gitarını çalmaya.
Açıkhava'da sanki gitarından binlerce beyaz güvercin çıkar uçar uçar ve Santana'nın misafirlerinin üstünde sortiler yapar.

Bi'SORU DAHA?

Hachiko isimli köpeğin heykeli neden dikildi?

Hachiko ne demek? Tokyo’da Shibuya istasyonunda heykeli bulunan Hachiko isimli köpeğin hikayesi nasıldır? Hachiko'nun heykeli neden dikilmiştir?

Eşeğin gölgesi sahibine mi ait eşeği kiralayana mı?

Hatip Demosthenes, kürsüye çıkar ve bir şeyler anlatmak ister. Kimse dinlemez. O da eşeğin gölgesini anlatır... İşte sonuç...

Sabahattin Ali kendisini takip eden polisten ne rica etmiştir?

Düşünceleriyle, fikirleriyle ve kalemiyle her anlamda sivrilen, beğenilen, şiirleri dillerden düşmeyen ancak zalanında çok sıkıntılar çeken...

Satranç oynamayı biliyor musunuz?

Yeni tanışan iki kişi kafede otururken satranç oynamak ister ve birisi sorar "Satranç oynamayı biliyor musun?." Karşı taraftan şaşırtıcı bir cevap...

Neyzen Tevfik’in güldüren anıları nelerdir?

Ney ustası Neyzen Tevfik’in ilginç, güldüren ve düşündüren anılarından seçmeler... Neyzen Tevfik'in Azrail'e makbuz hikayesi nedir?

Nike’ın kuruluş ve logo hikayesi nasıldır?

Nike markası nasıl ortaya çıktı? Nike logosu neyi temsil ediyor? Nike adı nereden geliyor? Nike ne kadara kuruldu?

Bir gurbetçinin mektupla başlayan aşk hikayesi nasıl sonuçlanır?

Almanya'dan bir gurbetçi hikayesi... Ailesini Türkiye'de bırakan ve okur yazarlığı olmayan işçinin eşiyle mektuplaşmasını anlatıyor.

Rüzgar estiğinde uyuyabilir misiniz?

İş başvurusunda bulunup görüşmeye giden gencin sözü: Rüzgar estiğinde bile uyuyabilirim... Yaşlı çiftin kafasını karıştıran bu söz ve sonrasında...