Faturanın haksız yere çıkarıldığı ve durup dururken dayak yiyenleri ifade etmek için kullanılan “şamar oğlanı” sözünün çıkış hikayesi çok eskilere dayanır...
Toplum içindeki sınıf ayrımı sonucu ortaya çıkan bir durumun getirisidir şamar oğlanı... Bireysel bir sonuçtur ama çıkış hikayesinden toplumsal bir durum söz konusudur.
16. ve 17. yüzyıllarda feodal düzenin hakimiyeti sonucu, üst sınıf ve alt tabaka arasındaki uçurum iyice açılır. Soylu kesim, kendisini halktan çok üstün görür ve onlarla herhangi bir yakın temas kurmaktan kaçınır.
Saray mensubu ve asilzade çocuklarının halkın arasına karışıp, onlarla aynı dersliklerde eğitim almalarına izin verilmez. En iyi hoca ve alimler, saray, şato ve konaklara çocukların ayağına getirilir.
O dönem eğitim sırasında dayak ve cezalandırma çok yaygındır ve tabii ki bu yöntemin soylu çocuklar üzerinde kullanılması mümkün değildir.
Peki dayağı kim yiyecek?
İşte buna çözüm olarak alt tabakadan olan bir çocuk, ders sırasında bu dayağı yemek için hazır bulundurulur. Asilzade çocuğunun işlediği her hatada şamar ve sopayı bu çocuk yer.
Ve ne garip ve acımasızlıktır ki derse katılan bu halk çocuğunun birşeyler öğrenmemesi için sağır kimseler arasından seçilir ya da bu iş için sağır edilir.