Konferansa bir kişi gelirse nasıl bir sonuç ortaya çıkar? Profesör ile konferansa gelen seyisin hikayesi nasıldır? İkili arasında nasıl bir diyalog yaşanır?
Mesaj her yerde! Yeter ki almak iste... İşte bu hikaye de öyle bir hikaye... Konu konferans ama olay iki kişi etrafında dönüyor...
Kahramanlar profesör ve konferans salonundaki o bir kişi. Yani seyis! İşte o hikaye...
Salonda tek bir kişi vardır
Profesör konferans için bir şehirdedir. Konferans saati gelir ama salon bomboştur. Yalnızca bir kişi vardır salonda. Profesör bu duruma çok şaşırır ve konferansa katılmadan gitmeyi düşünür. Ancak gelen kişiye saygısızlık da etmek istemez.
Kürsüye çıkar. Salondaki tek kişiye sorar:
Fikirlerime değer verip geldiğiniz için teşekkür ederim. Zahmet etmişsiniz. Siz isterseniz konferansı yalnız sizin için yaparım. Ne dersiniz?
Salondaki tek kişi cevap verir:
- "Efendim ben anlamam! Ben seyisim. Ahırda bir at olsa da yem veririm yüz at olsa da!"
Profesör mesajı alır ve biraz da aşka gelir başlar anlatlaya.
Profesör aşka gelir
Profesörün normalde konuşması iki saatliktir ancak o aşka gelmiştir. Üç, dört beş saati bulur. Konuşmasını bitirip salondaki tek kişiye sorar:
- "Konuşmamı nasıl buldunuz? Beğendiniz mi?"
Adamın cevabı:
- "Vallahi efendim ben anlamam! Ben seyisim. Ahıra bir at gelse de yem veririm, yüz at gelse de yem veririm! Ancak ahıra bir at gelirse diğer doksandokuz atın yemini de o ata vermem!"