Genç bir adam yolda yürüyen Nasreddin Hoca'nın ensesine vurur. Hoca buna çok kızar ve olayı kadıya taşır. İşte devamı...
Nasreddin Hoca bir gün yolda yürümektedir.
Biri ensesine öyle bir vurur ki, nerdeyse yere düşecektir, hiddetle dönüp bakar; karşısında tanımadığı genç adam vardır.
Birine benzettim
Nasreddin Hoca sorar:
- "Ne cüretle vuruyorsun!.."
Genç adam:
- "Özür dilerim hocam, sizi birine benzettim, küçük bir hata yaptım, ama siz pireyi deve yaptınız."
Nasreddin Hoca:
- "Yürü o zaman, kadıya gidiyoruz!"
Kadıya gidilir, ikisini de dinleyen Kadı Efendi, Nasreddin Hoca'ya vuran gencin akrabasıdır.
Kadı Efendi, Nasreddin Hoca'yı yumuşatıp, akrabasını kurtarmaya çalışır:
- "Hoca, hislerini anlıyorum. Bu durumda herkes aynı şeyi hissederdi. Şimdi bu genç adam kendine bir tokat atsa, kabul eder misin?"
Nasreddin Hoca ısrar eder:
- "Olmaz, mahkeme yapılsın."
5 kuruş cezası
Kadı Efendi, bunun üzerine akrabası olan genç adama dönüp kararını verir:
- "Ceza olarak Nasreddin Hoca'ya 5 kuruş ödeyeceksin, hemen gidip getir!"
Nasreddin Hoca, para almaya giden genç adamın dönmesini bekler. Bir saat geçer, iki saat geçer ama genç adam ortalıkta yoktur. Mahkeme kapısının kapanma saatine kadar bekleyen Nasreddin Hoca, Kadı Efendi'nin ensesine okkalı bir tokat indirir ve şöyle der:
- "Kusura bakma Kadı Efendi, daha fazla bekleyememem, gelirse söyle ona; 5 kuruşu sana versin!"