1947 mezunu öğretmen Mehmet Şener, Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde yaşanan ve kendisini çok etkileyen "Bu amca kim?" anısını anlatır...
Ali Çuhadar, Anadolu bozkırından, Çorum'un bir köyünden Hasanoğlan'a öğrenci olarak gelir. Öğretmeni ona basımevinin sobasını yakma görevi verir. Yakıt kömürdür. Ali, köyünde tezek, odun yakar. Kömürü öğretmeni anlatmıştır ama nasıl yakılacağını bilmez.
Acemi çocuk ve yanmayan soba...
Bir kutu kibrit biter ama çocuk sobayı yakamaz. Odada bulunan orta yaşlı bir adam küçük Ali’yi izler ve;
"Oğlum, sobayı yakamadın. Beraber yakalım mı?" der.
Ali, öğretmenine mahçup olmamak için odadaki adamın teklifini hemen kabul eder. İçten içe çok sevinir.
Kömürü birlikte boşaltırlar.
Adam: "Bak oğlum, şu köşede tahta parçaları var, onları getir. Orada keser var, onu da getir."
Getirilir ve tahtalar birlikte kırılır, sobaya yerleştirilir. Aralarına kağıt konur.
Ve kibrit çakılır kağıtlar anında tutuşur.
Adam:
Ali Çuhadar:
Adam:
Ali Çuhadar:
Öğretmenin şaşırtan tavrı
Odunlar iyice tutuşur odadaki adam bir kürek kömürü sobaya koyar. O sırada okulla ilgili sorular da sorulur Ali Çuhadar'a...
Ve adam, Ali'ye bir kürek kömür attırır ve soba yanmaya devam eder.
Ali Çuhadar, odadaki adamın bir an önce gitmesini ve öğretmeninin başarıyla sobayı yaktığını görmesini ister.
Tam o sırada soba yakma görevini veren öğretmen içeri girer.
Odadaki adamı görünce "hazır ola" geçer.
Ali şaşırır...
Adam; "Allaha ısmarladık" diyerek Ali'nin elini sıkar ve dışarı çıkarken Ali merak içinde öğretmenin ceketini çekiştirir ve "BU AMCA KİM?" diye sorar..
Öğretmenin cevabı: Hasan Ali Yücel, oğlum. Milli Eğitim Bakanımız. Okulumuzu ziyarete gelmiş.
NOT: Köy Enstitülü Mehmet Başaran’ın "Öğretmenim Hasan Ali Yücel" isimli kitabından alıntıdır.