Dünyaca ünlü tarihçimiz Halil İnalcık, öğrenciliği döneminde Mustafa Kemal Atatürk'le yaşadığı anısını anlatıyor...
Dünyaca ünlü tarihçi "Tarihçilerin Kutbu" unvanlı Halil İnalcık öğrenciliği döneminde Mustafa Kemal Atatürk'le yaşadığı ve unutamadığı anısını dile getiriyor:
Atatürk'ün İnalcık'a sorusu
"Atatürk,Türk Tarih Kurumu'na hazırlattığı 4 ciltlik Tarih kitabının okutulmasını bütün mekteplerde zorunlu kılmıştı.
Büyük Türk Tarihi'ni benimsemiş, kendine güvenen bir Türk nesli yetiştirmek istiyordu. Bu amaçla mektepleri dolaşıyor, kitapların okutulup okutulmadığını kontrol ediyordu.
Birgün öğretmenimiz başka bir sınıfta derse girdiği için bizim dersimiz boştu.
Bir sonraki dersimiz Coğrafya'ya hazırlanıyorduk, benim önümde bir Ortadoğu haritası vardı.
Kapı açıldı ve Ata, mâiyetiyle birlikte sınıfa girdi.
Benim önümde durdu ve haritaya baktı.
Parmağını Medine'nin üzerine koyarak: 'Burası neresi?' dedi.
Ben 'Yesrib' dedim.
'Başka' dedi.
Ben yine 'Yesrib' dedim. Eski kitaplarımızda Yesrib diye öğrenmiştik ama Ata İslamiyetten sonraki adını duymak istiyordu. Yani Medinet-ül Nebeviye...
Bana gülümsedi 'Medine' değil mi dedi.
Babacan tavırlar
Sonra parmağıyla Arabistan'ı gösterdi:
'Burası nasıl bir memleket?' dedi.
Öğretmenimiz bize' Arabistan tepsiye benzer, etrafı dağlarla çevrili, ortası çöl' demişti. Ben de 'Arabistan tepsiye benzer' dedim.
Ata gülmeye başladı. Bu defa parmağını Kızıldeniz'in üzerine koyarak 'Peki burası neresi?' dedi.
Ben 'Bahr-i Ahmer' dedim.
'Başka adı yok mu?' dedi,
'Şap Denizi' dedim Ata Türkçe adını söylememi istiyordu, ben eski bilgilerimle cevap veriyordum.
'Kızıldeniz değil mi?' dedi. Gülümseyerek başımı okşadı.
Atatürk beni imtihan ediyordu, heyecandan ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Bütün konuşmamız boyunca hep mütebessim, babacan tavrıyla korkutmadan öğretmişti. Sonra yan sınıftaki Tarih dersine girmek için bizim sınıftan ayrıldı."
(Saygı ve özlemle anıyoruz)