Bilge Anne, eğitim için Anadolu’dan gelen ve İstanbul’da kalan taşralı gence nasıl bir jestte bulunmuştur?

Gerçek yaşamdan bir hikaye...

Yıl 2000. Anadolu’nun küçük bir ilçesinden İstanbul’a eğitim için gelmiş bir genç. Cevizlibağ’daki Atatürk Öğrenci Yurdu’nda kalmakta.

Hem okuyor hem çalışıyor. 1995’te üniversiteye kayıt yaptırıp 1996’da iş hayatına atılıyor. Ve iş ile eğitim hayatını beraber götürmeye çalışırken mesleği daha ağır basıyor ve okulu uzatıyor.

Zor şartlardaki okul ve iş hayatının ardından o dönemin iyi şartlarında hem maddi hem de manevi anlamda çok iyi bir yükseliş yaşıyor. Kendi yağıyla kavrulurken yurt hayatı sona eriyor ve ev tutuyor. Bekar evi.

Mesai arkadaşı değil ağabey

Ve iş ortamında yeni tanıştığı ancak sonrasında öz ağabeyinden farksız (hatta daha değerli hale gelen) olan biriyle tanışıyor. Masaları ortak ve bilgisayarları yan yana. Ki bu değerli ve ulu ağabeyin annesi de tek başına yaşıyor. Florya’da oturuyor. Arada değerli oğlunu aradığında ve masa telefonundan ulaşamadığında genellikle Anadolu’dan gelen gençle konuşuyor. Haliyle yüz yüze olmasa da birbirlerini az çok tanıyorlar.

bilge anne nin tasrali genci duygulandiran jesti nedir

Bir oda dolusu eşya

Değerli ağabey, gencin eve çıkacağını annesine söylüyor. Yani Bilge Anne’ye. Hem okuyan hem çalışan ve bir de İstanbul’a yabancı taşralı bir gencin tek başına ev kurması nasıl olur? Bilge Anne, gencin ev tuttuğunu duyduktan sonra kendisinin kullanmadığı eşyaları hazırlıyor.

O değerli ağabey, genci alıyor ve annesinin evine götürüyor. Doğru düzgün birbirlerini o kadar tanımasalar da taşralı gence Florya’da bir evin kapıları ve bir odası açılıyor.

Bilge Anne, kap kacağından tutun televizyonuna kadar ayırmış. Evet televizyon da var. Eşyalar değerli ağabeyin aracıyla taşınıyor ve bekar evinde yeni bir yuva kuruluyor. Taşralı çocuğun memleketteki anasına şehirde bir de Bilge Anne’si ekleniyor.

Ve ne ilginçtir ki bu Bilge Anne’nin elinden tuttuğu Anadolu’dan gelen ilk çocuk değildir. Benzer yollardan geçen başka bir gence de aynı jesti ve yuvayı sağlamıştır.

Ve o Bilge Anne şu anda ışıklar içinde uyuyor.

SELAM OLSUN.

Bi'SORU DAHA?

Mevlana'nın öğrencisine anlattığı dört kapı hikayesi nasıldır?

Bir öğrenci, Mevlana'ya dört kapı meselesini anlamadığını ve tekrar anlatmasını ister. Mevlana da ondan karşı medresedeki dört kişiye tokat atıp...

Neyzen Tevfik'in köpeği Mernuş'la hikayesi nasıldır?

Aç kalan Neyzen Tevfik, köpeğin ağzındaki ekmeği alıp ne yapar? Neyzen Tevfik'in Mernuş ismini verdiği köpeğine yazdığı şiirin sözleri nasıldır?

Zeki adam ve aptal milyonerin hikayesi nasıldır?

Ailesi ve öğretmenleri tarafından üzerine düşülen zeki çocuk neden perişan olur? Milyoner iş adamında ne görür? İşte ikilinin diyaloğu...

Berber ve çocuğun hikayesi nasıldır?

Berber iş adamını tıraş ederken saf görünümlü bir çocuğa 1 ve 5 TL uzatır. Çocuk 1 TL’yi alır. İşte berber ve çocuğun hikayesinin devamı...

Atı alan Üsküdar’ı geçti sözünün hikayesi nasıldır?

Atı alan Üsküdar’ı geçti sözünün çıkış hikayesi nasıldır? Atı alan Üsküdar'ı geçti sözüyle anlatılmak istenen nedir? İşte o tarihi hikaye ve sonuç...

Rosa Parks’ın otobüs hikayesi nasıldır?

ABD'de yaşanan Rosa Parks'ın otobüs hikayesi siyahlar ile beyazlar arasındaki ayrımcılığa, çifte standarda başkaldırıdır...

Hachiko isimli köpeğin heykeli neden dikildi?

Hachiko ne demek? Tokyo’da Shibuya istasyonunda heykeli bulunan Hachiko isimli köpeğin hikayesi nasıldır? Hachiko'nun heykeli neden dikilmiştir?

Çanakkale Savaşı'na katılan Ahmet Rıfkı'nın bakkala borcu ne olmuştur?

Öğrenciler bir gün öğretmenin selamını almaz ve “Hocam eli ayağı tutan herkes Çanakkale’ye gönüllü gitti ama siz hala buradasınız” derler...