Evrensel değer Nazım Hikmet’in kaleminden dökülen, Cem Karaca’nın sesiyle güzelleşen ve sonra bizleri de Gülhane’ye götüren güzel eser...
“Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda” sözleri akılda kalmıştır en çok... Peki Cem Karaca’nın nev-i şahsına münhasır tarzıyla sevdirdiği ve milyonlara söylettiği Nazım Hikmet şiirin hikayesi...
Hikayeyi, bir taraftan kulağınızı Cem Karaca'ya vererek okumanızı tavsiye ederiz...
Yakalama kararı
Nazım Hikmet hakkında yakalama kararı çıkmıştır... Kaçak bir yaşam süren Nazım Hikmet sevgilisiyle buluşacaktır... Ve adres Gülhane Parkı’nda ceviz ağacının altıdır...
Sevgiliye haber yollanır... Ancak aracı aynı zamanda polise de haber vermiştir.
Nazım Hikmet, sevgiliyi beklerken uzaktan polislerin geldiğini görür ve ceviz ağacına tırmanır...
Polisler gelirler, beklerler, dolaşırlar ama Nazım Hikmet yok.
Sevgili geliyor, ağacın altında Nazım Hikmet’e bakınıyor yok...
Oysa Nazım Hikmet tepede ve yazıyor şiiri...
İşte Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı şiirinin sözleri
Başım köpük köpük bulut
İçim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda...
Budak budak, serhan serhan
İhtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında...
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Kopar ver, gözlerimin gülüm yaşını sil
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Yapraklarım ellerimdir tam yüzbin elim var
Yüzbin elle sarılırım sana, İstanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım
Yüzbin gözle seyrederim seni İstanbul
Yüzbin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında...