Eğlence ortamlarında hepimizin sözlerini mırıldandığı eşlik ettiği bir parçadır “Ada sahillerinde bekliyorum” türküsü... Peki "Ada sahillerinde bekliyorum" türküsünün hikayesini biliyor muyuz?
Sözlerini tam olmasa da biliriz ama hikayesi konusunda çok azımızın bilgisi vardır. O güzel ama sonu hüzünlü biten bir aşk hikayesidir...
Zengin kız fakir genç
İstanbul Türküsüdür. Söz ve müziği anonimdir... Geçelim hikayesine...
Kahramanlarımız Suat Bey ve Şadiye Hanım...
Şadiye zengin bir konağın kızı... Suat ise fakir bir genç...
İkili adada karşılaşır, tanışır ve aşık olurlar.
Şadiye’nin babası bu sevdaya karşıdır.
Kış gelir Şadiye ve ailesi adadan ayrılır.
Genç Suat orada kalır ve sahilde Şadiye’yi bekler.
İki sevdalı arasında mektuplaşmalar olur.
İşte fırtınalı bir günde Suat kendini denizin azgın sularına bırakır.
Fırtına nedeniyle gelmeyen mektup bir gün sonra gelir.
Şadiye mektupta “Suat, babamı nihayet izdivacımıza ikna ettim, gelip beni ailemden isteyebilirsiniz” yazar. İşte bu hüzünlü aşkın türküsü...
Ada sahillerinde bekliyorum
Ada sahillerinde bekliyorum
Her zaman yollarını gözlüyorum
Yârim seni seviyor istiyorum
Beni şâd et Şadiye’m başın için
Her zaman sen yalancı ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müştak
Her telakkide bir hayalin yar
Adalar'dan Moda'lara geçilir
Yâr elinden zehir olsa içilir
Bu dünyada başa gelen çekilir
Beni şâd et Şadiye’m başın için
Nerede o mis gibi leylaklar
Sararıp solmak üzre yapraklar
Bana mesken olunca topraklar
Beni şâd et Şadiye’m başın için.