Öğretmenlerimizin gününü kutlayarak başlayalım... Kahramanlarımız, çöpçü baba, arkadaşları tarafından pis koktuğu söylenen ve "baban çöpçü" diye dışlanan çocuk ve idealist öğretmen...

Çocuğa okulda arkadaşları "Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun" diyor ve üzüyor. Kalbi kırılıyor çocuğun.
Öğretmen durumdan haberdar ve çocuğun çöpçü olan babasıyla konuşuyor. Dağ gibi adam oğlunun durumuna üzülüyor ve başlıyor ağlamaya.
İdealist öğretmen devreye giriyor ve "Üzülmek yetmez. Bir planım var. Dahil olur musun?" diyor.
Baba kabul ediyor.

 

Pis ülke oyunu

Öğretmen öğrencilere uydurma bir oyun olan "pis ülke" oyunu oynatıyor.
Ne buldularsa atıyorlar yerlere.
Sınıfa kötü koku spreyi sıkılıyor çocuklar görmeden. Sınıf inanılmaz kötü kokuyor. Öğretmen öğrencilere neden böyle olduğunu soruyor ve öğrenciler "Pislikten" diyor.
Öğretmen öğrencilere "Durun. Bakın kapıya, biri gelecek, kurtaracak bizi bu pislikten, kokudan" diyor.
1.90 boyunda heybetli mi heybetli çöpçü (baba) içeri giriyor.
Başlıyor temizliğe. Pencereler açılıyor ve kötü kokunun etkisi geçiyor. Yardımcı öğretmen de yasemin kokulu oda spreyini sıkıyor sınıfa. İçeriye doluyor mis gibi çiçek kokusu.
Sonra çocuklar yarım ay düzeninde oturuyor. Çöpçü karşılarına geçiyor öğretmenin dediği gibi anlatıyor kendisini: "Çöpçüyüm ben. Siz sabahları uyurken daha, ya da gece yarısı mahallenizin çöplerini topluyorum. Arkadaşlarım da var. Onlar da topluyor. Çöpler toplanmasa sokaklardan, her yer bugün sınıfınızın koktuğu gibi kokar. Çöpçülük zordur çocuklar. Çok zor iştir."
Anlatıyor kendini ve anlattıkça daha da büyüyor adam.

 

Tedavi edilmiş iki yürek

Öğrenciler gözlerini ayırmadan dinliyorlar. Hele çüpçünün oğlu. Gurur duyuyor babasıyla ve her sözünde hayran oluyor ona. O bakışa ömür verilir.
Sonra fotoğraf çektiriyoruz hepimiz kahramanımızla.
Alkışlarla ve aşkla uğurluyoruz çöpçümüzü.
Bir baba, bir oğul. Tedavi edilmiş İKİ YÜREK. İşimiz bu. Yüreğe dokunmak. Hanımlar, beyler! Bir çocuğun alın teriyle para kazanan babasının mesleğinden utanmasına dayanamam. Dayanırsam, öğretmen olamam.
Ertesi sabah soruyor birkaç veli: "Bizim çocuk akşamdan beri büyüyünce çöpçü olacağım diyor. Siz ne öğretiyorsunuz bu çocuklara Allah aşkına?"
Gülümseyerek cevap veriyorum: İNSAN OLMAYI ÖĞRETİYORUZ.