24 Ocak 1993'te suikasta kurban giden Uğur Mumcu'nun hayata, felsefeye, yaşam biçimine ve topluma dair unutulmaz sözleri nelerdir? Uğur Mumcu, Kemalizmi, Cumhuriyet'i, Atatürkçülüğü nasıl anlatır?
O ki geleceği gören ve gördüğü için de öldürülen değerli bir gazeteciydi. Uyardı, dikkat çekti, uyandırmaya çalıştı ama bunu bedeniyle ödedi. Değeri ise her geçen gün daha iyi anlaşıldı. Zamanında yaptığı uyarılar onu haklı çıkardı. Araştırmacı-gazeteci-yazar Uğur Mumcu'dan bahsediyoruz... 1942'de Kırşehir'de doğan ve 24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde suikasta kurban giden güzel insandan. Peki o güzel insan hayata dair ne güzel sözler söylemiş, kalemiyle iz bırakmış dersiniz.
Uğur Mumcu sözleri
Kemalizm benim yaşam şeklimdir.
Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur.
Kimi ölüler bize ne kadar yakın. Yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü.
İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludurlar.
Milliyetçilik, sömürücülerin değil; Mustafa Kemal devrimcilerinin bayrağıdır.
Atatürkçülük, yük olur diye bırakılıp, gereğinde taşınan bir emanetçi bavulu değildir.
Bu ülkenin hiçbir zaman "C" planı olmadı. Bu ülkede daima A.B.D planları devreye sokuldu.
Kaplanın sırtında hüküm sürenler, bir gün o kaplana yem olmaktan kurtulamazlar.
Hangi iktidar din sömürüsüne sığınmışsa, mutlaka yıkılmıştır.
Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir topIumda “mezar taşı” gibi susmamasıdır.
Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.
Bir toplum böyle çöker işte. Devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur! Yasanın yerini din alır, korkulur! Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler, eller kollar bağlanıp götürülür!
Sürekli güçlünün yanında yer almak adamı yalaka, dalkavuk yapar. Çünkü güç dengeleri sürekli değişir.
Ne zaman uygar olacağız bilir misiniz? Bir katil ya da kaçakçı ile bir aydın arasındaki farkı anladığımız gün!
Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur. Bu masum insanlar, Yahudi de olur, Arap da, Hıristiyan da. Ölenlerde ırk ve din ayırımı yapılmaz. Ölen insandır.
Bir ulus, ne kadar okuma-yazma, öğrenme, araştırma eğilimde ise, o kadar sağlam, o kadar hoşgörülü ve demokrat yapıda olur.
ne deBiz unutkan bir ulusuz. Unutuyoruz olup bitenleri. Unutuyoruz ve oğulları kızları ölen ana babaları, kanlı gözyaşlarıyla baş başa bırakıp gidiyoruz.
Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız bu tablonun ressamlarıdırlar. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” parolası ile liberalizm, en acı örneğini Türkiye’de vermiştir.
Ben Atatürkçüyüm... Ben, cumhuriyetçiyim...Ben laikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.
Türk vatandaşı; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza mahkemeleri usulü yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.
BÜYÜK BİR SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ SELAMLIYORUZ.