Kıraathane kelimesinin sözlük anlamı nedir? Kıraathane halk arasında nasıl bilinir? Eskiden (Osmanlı döneminde) kıraathaneler nasılmış?

Günümüzün en çok tartışılan ve “siyaset” konusu haline gelen kıraathane kelimesinin anlamlarına ve geçmişine bir bakalım....
Öncelikle Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde kıraathane tanımlarına bir bakalım...

Türk Dil Kurumu'ndaki tanımları

TDK’ya göre ilk tanım; Kahve, kahvehane. Yani günümüzde halk arasında bilinen ve kullanılan yaygın tanım. Biraz daha genişletirsek, işsiz güçsüz insanların takıldığı, zaman geçirdiği, oyunlar oynadığı, oturup sohbet ettikleri mekan.

kiraathane ne demektir

TDK’daki ikinci tanım ise; Müşterilerin okumaları için gazete, dergi ve kitap bulunduran geniş, temiz ve iyi döşenmiş kahvehane.
İkinci tanım bu ancak günümüz dünyasında bu anlatımı destekleyen ve içini dolduran bir anlayış söz konusu değil.
Kıraathane kelimesinin kökenine bakarsak; Kıraat Arapça’da "okumak" anlamına gelir. Hane ise yer, mekan demektir. Bu iki sözcüğün bileşimi olan bu bileşik sözcük "okuma yeri"dir.

Osmanlı döneminde kıraathane

Osmanlı döneminde ilk kıraathane 16. yüzyıl ortalarında açılmış okuma evinde zamanın entelektüel kesimi toplanıp edebiyat tartışmaları yaparlarmış,
Tanzimat sonrasında da aydınların bir araya geldiği ve basılı kaynaklara yön verebildikleri kamusal alan olarak kullanılmış.

NOT: Şu an okuma, araştırma anlamında kütüphaneler daha çağdaş, kışın sıcak ve yazın (klimalı) soğuk olmalarına rağmen genç nesil tarafından mecbur kalınmadığı sürece ziyaret edilmemektedir. Ayrıca basılı eserlere karşı genç nesilin ilgisi yok denecek kadar azdır. Çünkü elinde her bilgiye rahatlıkla ulaşabildiği internete bağlı cep telefonları olmasına rağmen oradan bile araştırma yapılmamakta ve tarih, bilim, kültürel değerler okunmamaktadır.