Dokuz doğurmak sözü nereden gelir? Dokuz doğurmak deyimi ile anlatılmak istenen nedir? İşte hikaye ve deyimin anlamı...
1800’lü yıllar...
Yer İzmir...
Denizci, komutan, Kaptan-ı Derya, kamu yöneticisi ve vali gibi unvanları bulunan Çengeloğlu Tahir Paşa.
O dönem asayişi bozuk olan İzmir’de geceleri belirlenen saatlerde sokağa çıkma yasağı koyar. Ve kuralları da uygular.
İşte bir gece o yasaklı saatlerde sokakta ne kadar insan varsa Zaptiyeler tarafından toplanır ve karakolun avlusuna getirilir.
Sorgulamayı yapan Tahir Paşa’dır.
Herkese teker teker neden sokakta olduklarıyla ilgili ağır sorular sorar.
Paşa baştan başlayarak dokuzuncu sıradakine gelir.
"Yahu sen? Tellakları duymadınmı? Ne diye sokaktasın bu vakitte?"
Adam çok terlemiştir ve telaşlıdır. Cevap verir:
"Paşam, karım doğuruyordu. Valla ebe aramaya çıktım. Bir iki adım sonra zaptiyeler tuttu beni. Zavallı karım ne haldedir bilmiyorum."
Tahir Paşa hatanın farkındadır ve sakallarını sıvazlayıp "Seni bu kez affediyorum. Amma, o karın olacak Hatuna söyle, bir daha öyle olur olmaz saatlerde doğurmaya kalkmasın" der.
Karısının öfkesi
Adam kan ter içinde koşa koşa eve gelir ve karısına sorar:
"Nasılsın? Neyimiz oldu?"
Karısıda çok sinirli şekilde "Sen ne biçim adamsın! Ebe bulamaya diye gititin? Kim bilir nerelerde eğlendin? Sen benim nasıl doğurduğumu biliyor musun?" der.
Adamın cevabı
Adam şöyle der:
"Ah hatun! Sen neler diyosun? Sen bir kere doğurdun. Ben sıradaki sekiz kişiden sorgu nöbeti bana gelinceye kadar dokuz doğurdum."
Deyimin anlamına gelirsek; Bir işi güçlükle tamamlamak veya bir işi yaparken çok büyük sıkıntılar çekmek problemlerle karşılaşmak. Sonuçlanan bir işin hiç de kolay olmadığını vurgulamak...