Marko Paşa kimdir? Neden insanlar derdini Marko Paşaya anlatır? İşte Marko Paşa ve hikayesi...
Öncelikli olarak Marko Paşa'yı tanıtalım... Marko Apostolidis yani "Marko Paşa" Rum kökenlidir. İlk ve orta öğrenimini Syros Adaları’nda alır, sonra ailesiyle birlikte göç ettiği İstanbul’da askeri tıbbiyeyi bitirip cerrah olur.
Başarılı doktorluğuyla ün salar ve Osmanlılar’da Sancak Beyleri’ne verilen "paşalık" rütbesi olan "Mirlivalık"a yükselen ilk doktordur.
1871’de iki rütbe birden alır ve önce Sultan Abdülaziz’in başhekimi, ardından Mektebi Tıbbıye-i Şahane Nazırlığı’na atanır.
İkinci Abdülhamit döneminde 1878’de Kırımlı Aziz Bey’le Türk Kızılay Derneği olan Hilal-ı Ahmer Cemiyeti’ni kurar.
Sözün anlamı ve hikayesi
Gelelim Türk Dil Kurumu'nda "Yakınmanı dinleyecek kimse yok" anlamındaki Derdini Marko Paşa'ya anlat sözünün hikayesine...
Halk Marko Paşa çok başarılı bir doktordur. Halk arasında ünü yayılır. Muayenehanesi her gün hastalarla dolar taşar.
Sabırlı ve iyi bir insan olan Marko Paşa, herkesi dinler.
Artık insanlar hastalık dışındaki sıkıntıları da paylaşır hale gelir.
Marko Paşa;
- Ha tamam tamam anladım ama ne?
Hasta anlamadığını düşünerek tekrar anlatır.
Marko Paşa;
- H anladım anladım ama ne?
Sonunda hasta bunalır ve bir daha gelmemek üzere çıkıp gider.
Kısa zamanda Marko Paşa hekimliğiyle değil de hiçbir şeye çözüm bulmamasıyla anılır hale gelir.
İnsanlar o günden beri, çözülemeyecek bir olay anlatan kişilere "Derdini Marko Paşa’ya anlat" der.
Üç farklı görüş
Marko Paşa'nın vatandaşlara davranışı konusunda üç farklı yorum vardır;
Marko Paşa insanları kırmak istemediği için başından savmak için böyle bir yöntem geliştirir.
Marko Paşa, İstanbul’a sonradan geldiği için Osmanlıcayı iyi bilmediği için böyle davrandığı (Ki bunu torunu Anats da söyler).
Yaşlandığı dönemde kulağının iyi duymadığı için.