İkisi de birbirini sever sayar, zamanı beraber geçirmekten keyif duyar. Gel gör ki işin adı konulmak istendiğinde genç polis memuru, aşkından kaçar... İşte sebebi...
Gerçek yaşamdan bir hikaye... Yer İstanbul.
Anadolu’dan görev için İstanbul’a gelmiş ve büyükşehrin virüsü kapmış genç bir polis memuru. Görev sırasında tanıştığı bir bayandan çok etkilenir.
Bu etkilemiş zamanla görüşmelere, zamanı mutlu bir şekilde paylaşmalara dönüşür.
Devamında yemeğe çıkmalara ve adı konulamayan bir ilişkiye gider.
Hem yakın hem uzak
Polis memurunun gözünden "fıstığım" dediği kız melek gibidir.
Doğduğu çevre ve ailesinin bakış açısına bağlı olarak insan sevgisiyle dolu olan, önyargılardan uzak zaman zaman mesleğiyle çelişkiler yaşayan polis memuru,
İstanbul’da tanıştığı kıza karşı hem çok yakın hem çok uzaktır.
Yakındır onunla beraber çok mutlu ve huzurludur.
Yakındır, onu seviyordur ama adı konulabilir bir ilişkiye dönüştüremiyordur.
Uzaktır; açıklayamıyordur.
Sevdadan kaçış
Kız polisi seviyordur çünkü delikanlının dış görünüşü ve kıyafeti onu sert gösterse de içi naiftir. Gülü koparmaya kıyamayacak kadar ince düşüncelidir.
Her fırsatta onunla görüşebilmek adına zaman yaratır.
Bekar evini temizler, kıyafetlerini yıkar, bir iki gününü geçireceği sıcak ev yemeğine kadar yapar.
Peki polis sevdiği, değer verdiği sevdalısından neden kaçar?
CEVAP: Boşanmıştır. Halk diliyle duldur. Bu durumu kendisine anlatsa bile çevresine anlatamayacağını, kabullendiremeyeceğini düşünür ve iş adı konulmaya geldiğinde istemese de kaçar. Yeri gelir kaderi sorgular yeri gelir yanlış zaman çıkarımını yapar. Başlık çelişki gibi görünebilir ama herkes kendi tarafından haklıdır, olan güzel değerlere olmaktadır.