Kitapların canı var mı? Kitaplar neden katlanmamalı? Yaşlı insanların kitaplara bakışı ve yaklaşımını anlatan yaşanmış iki hikaye...
Kitap okurken nelere dikkat edilmeli? Kitaplar katlanmalı mı ve sayfaları bükülmeli mi? Yaşlı insanların kitaplara bakışı nasıl? Bu sorulara cevap veren yaşanmış iki örnek...
Genç kadın utandı
Toplu taşıma aracı. Gebze-Halkalı arasındaki Marmaray hattı.
Marmaray, Halkalı yönüne doğru gidiyor.
Sabah saatleri. Yoğunluk var biraz.
Bazı insanlar ayakta yolculuk yapıyor.
O yolcular arasında yaşlı ama takım elbiseli traşlı bir amca var. Ayakta gidiyor ve hemen kapının önünde.
Onun yanında da genç bir kadın duruyor ve kitap okuyor.
Yaşlı amca önce kadının okuduğu kitaba dikkatlice bakıyor.
Ardından kitabı bükerek okuyan genç kadına "Kitapların kulağı bükülmez. Onlar da insan" diyor.
Genç kadın peki der gibi kitabı düzeltiyor ve biraz da utanıyor.
Durumu fark eden yaşlı amca genç kadının utangaçlığını giderir gibi bir ifade kullanıyor;
KİTAP OKUDUĞUN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
Kitaplara iyi bakalım!
Ve bu olay, birebir yaşadığım anıyı aklıma getiriyor.
İş yerinde asansörden inerken köşe yazarı bir ağabeyle denk gelmiştik. Elimde kitap vardı ve kaldığım bölümü unutmamak adına köşesinden hafifçe katladım. Bunu gören ağabey "Öyle yapmayın. Kitapların da canı var. Bunu sizden sonra okuyacak olanlar var. Kitaplara iyi ve güzel bakmalıyız" demişti.
İki yaşlı insan ve kitaplara ortak bakış! "Kitapların gerçekten canı var mı?" dersiniz...
Bana sorarsanız nereden ve nasıl baktığınıza bağlı ama galiba VAR...
(BİR YOLCU)