Umut Güneş futbola nasıl başladı? Umut Güneş hangi mevkilerde oynuyor? Umut Güneş kaç dil biliyor?

Stuttgartlı Umut Güneş U19 Millî Takımımız’da oynuyor. Her iki ayağını da kullanabiliyor, dripling yapabiliyor ve çabukluk avantajını kullanarak modern ön liberodan örnekler sunuyor.
Türkçe ve Almanca dışında İngilizce, Fransızca ve İspanyolca konuşabilen 18 yaşındaki bu gurbetçi oyuncuyu tanımaya ne dersiniz...

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Tam Saha Dergisi’nde Mazlum Uluç’a röportaj veren Umut Güneş hikayesini anlatıyor...

20 Mart 2000 Almanya doğumluyum. Ailem Stuttgart yakınlarında yaşıyor. Annem bir moda dükkanında stilist olarak haftanın üç-dört günü çalışıyor. 10 yaşında bir kardeşim var. Babam ise bir metal fabrikasında çalışıyor. Annem aslen Kırşehirli ama Almanya'da doğmuş. Babam ise Yozgat'ta doğmuş, 15 yaşında Almanya'ya gelmiş. Türkiye'deki akrabalarımın çoğu şimdi Ankara'da yaşıyor. Biz de tatillerde sık sık ziyaretlerine geliyoruz.
Evde ailem sürekli Türkçe konuşuyor ve akrabalarla bağlarımız kopmadığı için Türkçem fena değil.

Futbolla tanışması

Yürümeye başladığım andan itibaren futbol topunu önümde buldum diyebilirim. Çünkü babam futbolcu olmamı çok istemişti. Hatta sol ayaklı olmamı da o kadar çok istemiş ki, aslında sağ elimi kullanmama rağmen sol ayağım çok daha iyi. Babam özellikle sol ayağımı geliştirmemin üzerinde o kadar durdu ki, sağ eliyle yazan ama sol ayağıyla futbol oynayan birisine dönüştüm. Babam da futbolcu olmayı çok istemiş ancak sakatlıklar sebebiyle bırakmak zorunda kalmış.

 

Dört yaşına geldiğimde babam beni küçük bir kulübe yazdırdı. Orada önce kendimden bir yaş, sonra da iki yaş büyüklerle oynadım. 10 yaşına geldiğimizde taşınınca kulübü değiştirdim. 13 yaşına geldiğimde biraz daha büyük ve ismi bilenen bir kulüp olan Balingen'e geçtim. Orada bir sezon oynadıktan sonra da onlara karşı oynadığımız bir maçta Stuttgart'ın antrenörleri beni beğendi ve 14 yaşından itibaren de Stuttgart'ın oyuncusu oldum. Ailemden ayrılıp Stuttgart'ın tesislerinde yaşamaya başladım.
14 yaşında aileden ayrılmak zordur ancak futbolcu olma hayalim o kadar büyüktü ki, en zor zamanlarda bile tahammül edip yoluma devam etmemi sağladı.
Birçok kişi futbola oyun olarak başlar ve ilerleyen dönemlerde futbolu bir meslek olarak görür ama ben kendimi bildim bileli futbolcu olmaktan başka bir şeyi hayal etmemiştim. Dört yaşında bir kulüpten içeri ilk adım attığımda da "Futbolcu olacağım" diyordum. En başından beri çevremdeki insanlar yetenekli olduğumu söyleyerek bana cesaret ve güven veriyordu.

Okul ve futbol düzeni

Benim gittiğim okulun kulüple bir anlaşması var. Bütün oyuncular aynı okula devam ediyoruz. Sabah birkaç saat okulun ardından bir antrenman yapıyoruz. Öğle yemeğinin ardından yeniden okula gidiyoruz ve akşam yeniden antrenmana çıkıyoruz. İyi bir oyuncu olmak için aynı zamanda iyi bir öğrenci olmak zorundayız. Okuldaki notlarınız düştüğünde antrenmana çıkamıyorsunuz. Kulüp bu durumda özel öğretmenlerle size ders takviyesi yapıyor.

 

(En sevdiğin dersler) Açık söylemek gerekirse matematiğimin çok iyi olduğunu iddia edemem. En sevdiğim dersler yabancı dil dersleri. İngilizcenin yanı sıra okulda Fransızca ve İspanyolca derslerimiz vardı. Şu anda Türkçe, Almanca ve İngilizcem oldukça iyi. Fransızca ve İspanyolcayı ise o ülkelere gittiğimde insanlarla anlaşacak kadar konuşabilirim.

Altyapı eğitimi

Stuttgart'taki seviye, daha önce altyapılarında bulunduğum küçük kulüplerle kıyaslanamayacak kadar yüksek. Orada uzmanlığın ne kadar gelişmiş olduğunu görüyorsunuz. Teknik ekibin içinde farklı alanlarda uzmanlaşmış kişiler var ve her biri sizdeki eksikleri en küçük noktalara kadar tespit edip özellikle o eksiklerin üzerinde durarak gelişmenizi sağlıyor. Çarşamba günlerimiz tatil. Onun dışında her gün çift antrenman yapıyoruz. Kulüpteki yetkililer saha içindeki gelişiminizden saha dışındaki davranışlarınıza ve okuldaki performansınıza kadar her konuyla ilgileniyor. Hedefledikleri şey, sizi A takıma eksiksiz bir biçimde dört dörtlük bir oyuncu olarak hazırlamak. Bizim Stuttgart'ın geleceği olduğumuz düşünüyor ve hepimize de bu düşünceyi benimsetiyorlar. Altyapıdaki her oyuncu, antrenörlerinin söylediklerini yaptığı takdirde bir gün Stuttgart'ın A takımında oynayabileceğini biliyor.

 

(Eksiklerin nelerdi?) Sağ ayağımın üzerinde çok durdular. Çocukluğumdan gelen alışkanlıkla sol ayağımı çok iyi çalıştırmıştım ama bu arada asıl ayağım olan sağ geri kalmıştı. Şimdi sol ayağım kadar olmasa bile sağ ayağımı da etkili biçimde kullanabiliyorum. Hızlı düşünmeyi, hızlı hareket etmeyi ve hızlı koşmayı da Stuttgart'ta gözle görülür biçimde geliştirdim.

Hangi mevkilerde oynadı?

Küçükken santrfor veya her iki kanatta oynuyordum. Kulüp değiştirdikçe biraz geriye geldim. 10 numara, 8 numara ve 6 numara oynamaya başladım. Ama futbol kimliğimi en iyi ortaya koyduğum pozisyon ön libero ve 8 numara pozisyonları. Oyun kurmayı seven bir oyuncuyum. Top bana 1-2 dakika değmezse oyundan kopuyorum. Sürekli oyunun içinde olmam ve topa temas etmem gerekiyor. İyi bir ön liberonun çok kuvvetli olması gerekiyor. Bu konuda kendimi biraz daha geliştirmem lâzım. Ama topla oynarken kalitemin ön plana çıktığını düşünüyorum. 10 numara oynamanın avantajını ön liberoda görev yaparken kullanıyorum.

 

(Ekstra çalışır mısın?) Elbette bazen antrenman bitince soyunma odasına gittiğim günler vardır. Ama genellikle sahada kalıp 20-30 dakika ekstra çalışmayı tercih ederim. Serbest atış, şut, koşu gibi çalışmalar yaparım. Sonuçta yaptığım her çalışmanın yine bana yaradığını biliyorum ve her futbolcunun ekstra çalışma yapmak zorunda olduğunun farkındayım.

Milli Takım tercihi

İlk defa 2016 yılında bir U17 maçı için Türkiye'den davet almıştım. Hocamız Mehmet Hacıoğlu'ydu. Gelip görmek ve denemek istedim. İrlanda ile deplasmanda iki özel maç oynamıştık. İki maçı da kaybettik ama kamp dönemi benim için çok iyi geçti. Kendimi hiç yeni gelmiş biri gibi hissetmedim, hiç yabancılık çekmedim. Sonra Almanya'dan da teklif aldım ama geçirdiğim kampta o kadar mutlu olmuştum ki o teklifi kabul etmedim. U17'de Elit Tur'a geldim, ardından Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası'nda oynadım.

Bir ülkeyi temsil ediyorsunuz ve bu çok gurur verici bir şey. Özellikle İstiklal Marşını söylerken yaptığınız işin ne kadar değerli ve önemli olduğunu anlıyorsunuz. Annem, babam, kardeşim, bütün akrabalarım ve tanıdıklarım benimle gurur duyuyor.
(Senin arkadaşlarından farkın) Ben hep daha fazlasını istedim. Geçtiğim hiçbir aşamada geldiğim noktayı yeterli bulmadım. Hep daha iyi olmak için çalıştım. Stuttgart'a geldiğimde "Tamam, ben oldum" demedim. Hem o andaki durumumdan hem de takım arkadaşlarımdan daha iyi olmak için hep daha fazlasını yapmam gerektiğini düşündüm ve ona göre çalıştım. Önümde hep yeni hedeflerim oldu ve o hedeflere ulaşmak için fedakârlıklar yaptım. Futbolcu olmak istiyorsanız hiçbir zaman yaşıtlarınız gibi yaşayamazsınız. Almanya'da özellikle Cuma geceleri doğum günü partileri olur ve arkadaşlarınızdan sürekli o partiler için davetler alırsınız. Ama bir gün sonra maçınız vardır ve bir tercih yapmak zorunda kalırsınız. Futbolcu olmayı kafanıza koyduysanız partiden vazgeçip işinize bakmanız gerekir.

Kariyer planlaması

Stuttgart'la iki yıllık sözleşme yeniledim. Yaşım U19'u tutuyor ama U21 takımında oynayacağım. Tabiî ki en büyük hedefim bir gün A Millî Takımımızın formasını giymek. Bunun hayalini kurmak bile beni çok mutlu ediyor. Bu sezon Stuttgart'ın A takımıyla idmanlara çıkmaya başlayacağım ve belki hazırlık maçlarında da forma giyeceğim. Bu fırsatları iyi değerlendirmek istiyorum.

(Süper Lig'de oynamak gibi bir düşüncen var mı?) Küçüklüğümden beri Galatasaraylıyım. Bir gün o formayı giymeyi ve o taraftarın önüne çıkmayı çok isterim. Galatasaray'ı yakından takip ediyorum. Süper Lig'de Belhanda'yı ve Oğuzhan Özyakup'u çok beğeniyorum. Hayallerimden birisi de Premier Lig'de oynamak. Bundesliga da iyi bir lig ama Premier Lig bu işin zirvesi. Oradaki futbol çok daha hızlı ve sert. Bu nedenle izlemesi de çok keyifli. Premier Lig'de tuttuğum takım ise Arsenal. Mesut Özil çocukluk idolüm olduğu için Arsenal taraftarı oldum.

YOLUN AÇIK OLSUN UMUT GÜNEŞ...

Bi'SORU DAHA?

2019 Türkiye Kupası finali nerede oynanacak?

Ziraat Türkiye Kupası finali ne zaman ve hangi statta oynanacak? Türkiye Kupası finali hangi...

Başakşehir'in kalan maçları hangileridir?

Galatasaray ile şampiyonluk mücadelesi veren Başakşehir kalan haftalarda kimlerle karşılaşacak?...

Malzemeci Süreyya’nın Quaresma ile tanışması ve tartışması nasıl olmuştur?

Beşiktaş’ta Ricardo Quaresma’nın çok sevdiği isimlerden olan malzemeci Süreyya ile ilk tanışması...

2019-2020 sezonu Süper Lig hakemleri kimlerdir?

Süper Lig'de görev alacak üst klasman hakemleri belli oldu. Listeye Bülent Yıldırım ile Serkan...

Ligler ne zaman başlayacak?

Türkiye Futbol Federasyonu, Süper Lig başta olmak üzere liglerin ne zaman başlamasını öngörüyor?...

Beşiktaş’ın ‘Efendi manifestosu’ nasıldır?

Beşiktaş Kulübü, “Feda” ve “Gururlan”ın ardından 2016-17 sezonunun sloganını belirledi: EFENDİ....

Şampiyonlar Ligi müziğinin tarihçesi ve sözleri nasıldır?

Şampiyonlar Ligi müziğinin sözlerinin Türkçesi nasıldır? Şampiyonlar Ligi müziği kaç dilde söylenir?

Metin Oktay Fenerbahçe formasını neden giymiştir?

Türk futbolunun ve Galatasaray’ın efsanelerinden olan Metin Oktay, jübilesinde 10 dakikalığına...