Sait Faik Abasıyanık'ın eğitim hayatı nasıldır? Sait Faik Abasıyanık'ın eserleri nelerdir? Sait Faik Abasıyanık'ın edebiyata bakışı nasıldır?

Sait Faik Abasıyanık 1906’da Adapazarı’nda doğdu.
Mehmet Faik Abasızoğulları adında bir tomruk tüccarının oğludur.

Eğitim hayatı

İlk ve orta öğrenimini Adapazarı, İstanbul ve Bursa’daki çeşitli okullarda yaptı (1923).
Sait Faik Abasıyanık, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini iki yıl sonra yarıda bırakarak babasının isteği uyarınca iktisat okumak için önce Lozan'a (İsviçre), daha sonra da Grenoble'a (Fransa) gitti.
Grenoble'da kaldığı üç yıl boyunca (1930-1933), öğrenimini düzenli biçimde sürdürmek yerine gönlünce yaşamaya daldı.

Babası tarafından geri çağrıldıktan sonra, ticaret, Türkçe öğretmenliği, fıkra ve röportaj yazarlığı gibi çeşitli işlerde çalıştı.
Sonunda, babasından kalan gelirle geçinerek kendini bütünüyle edebiyat çalışmalarına verdi ve kışları Şişli’deki, yazları da Burgaz Adası'ndaki evinde annesiyle birlikte yaşadı.

sait faik abasiyanik kimdir

Sanatı

Lise sıralarında şiir ve öykü denemelerine başladı. İlk öyküsü İpekli Mendil’i 1934’te Varlık dergisinde yayımladı.
İlk öykülerinde (Semaver, Sarnıç, Şahmerdan) daha çok çocukluk (Adapazarı) ve ilk gençlik (Bursa, Fransa) izlenimlerini yansıtırken, biçim ve içerik açısından geliştirdiği sonraki öykülerinde “küçük adam”ın yalnızlığım, yaşama sevincini, çirkinlik ve kötülüklere karşı koyma çabalarını, İstanbul’un orta ve aşağı kesim insanlarının sorunlarıyla kaynaştırıp vermeye çalıştı (Lüzumsuz Adam). Bu özelliği ile tam bir İstanbul öykücüsü oldu.

Edebiyat yapıtlarının insanı yeni, mutlu, iyi ve güzel dünyaya götürmesi gerektiğine inandı.
Şiirsel dilin yetkin sesini duyurduğu öykülerinin yanı sıra şiir (Şimdi Sevişme Vakti) ve roman da yazmaya yöneldi.
Romanları arasında yer alan Birtakım İnsanlar’da Burgaz Adası'nda yaşayan insanların İkinci Dünya savaşı yıllarındaki acılarını, sevgilerini, yasadışı işlere yönelmek zorunda kalışlarını ayrı öyküler biçiminde sergiledi.
Kayıp Aranıyor’daysa, mutluluğu arayan bir genç kızın, düş kırıklığına uğrayınca çevresine yabancılaşışını anlattı.

Çağdaş edebiyata katkılarından ötürü A.B.D ‘ndeki Mark Twain Derneği tarafından onur üyeliği verilen (1953) sanatçının ölümünden sonra annesi onun adına bir öykü armağanı kurmuş (1955), Burgaz Adası'ndaki evi de, ölümünden çok sonra bir müzeye dönüştürülmüştür (1964).

ESERLERİ

Öykü:
Semaver (1936)
Sarnıç (1939)
Şahmerdan (1940)
Lüzumsuz Adam (1948)
Mahalle Kahvesi (1950)
Kumpanya (1951)
Havada Bulut (1951)
Havuz Başı (1952)
Son Kuşlar (1952)
Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954)
Az Şekerli (öyküler röportajlar, 1954)
Tüneldeki Çocuk (öyküler-röportajlar, 1955)
Mahkeme Kapısı (öykü-röportaj arası anlatı, 1956)

Roman:
Birtakım İnsanlar (1952, 1944’te Medar-ı Maişet Motoru adıyla)
Kayıp Aranıyor (1953)

Yazı-Şiir:
Şimdi Sevişme Vakti (Şiirler, 1953)
Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (ölümünden sonra derlenen yazılar-şiirler, 1977)

Röportaj-Mektup:
Açık Hava Oteli (ölümünden sonra derlendi, 1980)

Çeviri-Uyarlama:
Müthiş Bir Tren (ölümünden sonra derlendi, 1981)

Kaynak: Gelişim Hachette, Alfabetik Genel Kültür Ansiklopedisi